Afrika : Africa
Amerika : America
Amerikalı : American
Arizona : Arizona
Avrupa : Europe
Avrupalı : European
Avrupalılar : Avrupalı pl
Avustralya : Australia
Dünya : world, earth
Fransa : France
Hintli : Indian
Jüpiter : Jupiter
Léon : Léon
Mars : Mars
Noel : Christmas
Rus : Russian
Sahra : Sahara
Sibirya : Siberia
Türk : Turkish
Venüs : Venus
Werth : Werth
Zelanda : Zealand
acaba : I wonder,do you think
acele : hurry,haste
acele etmek : to rush,to hurry up
acı : ache,pain
acı çekmek : to suffer
acı çektirmek : to agonise,to torment
acıkmak : to feel hungry,to get hungry
acıkmıyor : acıkmak 3 neg pres cont
acıları : acı pl acc,his
acıma : smart,pity,mercy
acımasız : acıma without,reletless,cruel
acımasızca : unmercifully,pitilessly
acıyla : acı with,wailfully
ad : name
ada : island
adadığım : adamak past part my
adalet : justice
adam : man, human
adama : adam dat
adamak : to dedicate
adamcağız : poor man,wretch
adamdan : adam abl
adamla : adam with
adamlar : adam pl
adamları : adam pl acc
adamı : adam acc,his
adamıdır : adamı 3 pres
adamım : adam my
adamımı : adam my acc
adamın : adam gen,your
adamınki : adam gen that
adamınkileri : adamınki pl his,acc
adarım : adamak 1 ao
adaya : ada dat
adlı : ad named
adı : ad acc,his
adım : ad my,step
adımda : adım loc
adımlarla : adım pl with
ah : oh
ahlakı : ahlâk his,acc
ahlakını : ahlâk your,his acc
ahlâk : morals,character,ethics
ak : white, clean
akacak : akmak 3 fut
akarsu : stream,river
akarsuları : akarsu pl acc,his
akla : ak with
akla uygun gelmek : to make sense
aklamak : to justify
aklı : akıl acc,his
aklı başında : rational
aklım : akıl my
aklıma : akıl my dat
aklımda : akıl my loc
aklına : akıl your,his dat
akmak : to flow,to leak
aksatmadan : aksatmak without,without delay
aksatmak : to hinder,to disturb,to delay
aksatmıyorlardı : aksatmak 3 pl neg past cont
akıl : mind, memory
akıl : wisdom,mind
akıl etmek : to think of
akıllı : clever,wise
akıllıca : akıllı, wisely,resoanble
akşam : evening
akşamlar : akşam pl
akşamları : akşam pl acc,his
akşamleyin : in the evening
akşamı : akşam acc
al : red
al al : crimson
alabilirim : almak can 1 pres
alamadım : almak 1 cannot past
alamazsınız : almak 2 pl cannot ao
alan : field,area
alana : alan dat
alay : mockery,ridicule
alay edilmek : to be mocked,to be jeered
alay etmek : to mock,to redicule
aldı : almak 3 past,al 3 past
aldım : almak 1 past
aldığım : almak past part my
aldığından : almak past part your,his abl
alet : device,tool
aletlerimi : alet pl my acc
alev : flame,flare
alevdi : alev 3 past
algın : lean,thin
algınlığım : algınlık my
alkışlamak : to acclaim,to applaud
alkışlarken : alkışlamak ao when
allak : person who does not keep his or her word
allak bullak : hugger-mugger, skimble-scamble
allak bullak olmak : to be confused, to turn into a mess
alma : taking,excision
almadan : almak without
almak : to take, to buy,to get,to receive
almalı : almak 3 nec pres
almam : almak 1 neg ao
almaya : alma dat
almış : almak past part dub
alnına : alın your,his dat
alnında : alın your,his loc
alt : bottom,underside
altı : six
altın : golden,gold,alt gen,your
altın sarısı : golden
altına : altın dat,alt your,his dat
altıncı : sixth
altında : alt your,his loc
altındaki : alt your,his loc that
alçak : low, base
alçakgönüllü : modest,humble
alın : forehead
alınma : alınmak verb noun, umbrage, reception
alınmak : to be taken, to take offense
alınmasını : alınma his acc
alıp : almak and
alır : almak 3 ao
alırsın : almak 2 ao
alıyorlar : almak 3 pl pres cont
alışkanlık : habit
alışkanlıklar : alışkanlık pl
alışkanlıkları : alışkanlık pl his,their
alışkanlığı : alışkanlık his,acc
ama : but, however
amacıyla : amaç his with
aman : oh! help!
amaç : objective,purpose,goal
amaç : purpose, aim, goal
amaçla : amaç with
amaçlamak : to aim,to purpose,to seek
an : moment
ancak : only
anda : an loc
andıran : andırmak pres part
andırmak : to resemble,to remind
andırıyor : andırmak 3 pres cont
anladım : anlamak 1 past
anladıysam : anlamak 1 cond past
anlam : meaning,sense
anlama : comprehension,understanding
anlamadığı : anlamak neg past part acc
anlamak : to understand,to find out,to realize
anlamaların : anlama pl gen,your
anlamalısın : anlamak 2 nec pres
anlamalıydım : anlamak 1 nec past
anlamam : anlama my
anlamamıştı : anlamak 3 neg past perf
anlamamıştım : anlamak 1 neg past perf
anlamaya : anlama dat
anlamaya çalışmak : to try to understand
anlamayacak : anlamak neg fut part
anlamı : anlam acc,his
anlamına : anlam your,his dat
anlamına gelmek : to mean,to come to mean
anlamıyordum : anlamak 1 neg past cont
anlamıyorlar : anlamak 3 pl neg pres cont
anlamıyorum : anlamak 1 pres cont
anlamıştı : anlamak 3 past perf
anlamıştım : anlamak 1 past perf
anlar : anlamak 3 ao
anlarlar : anlamak 3 pl ao
anlarım : anlamak 1 ao
anlasınlar : anlamak 3 pl imp
anlat : anlatmak 2 imp
anlatabiliyor : anlatmak 3 can pres cont
anlatabilmek : anlatmak can
anlatma : explaining
anlatmadım : anlatmak 1 neg past
anlatmak : to explain
anlatmaya : anlatma dat
anlattıkları : anlatmak past part pl acc,his
anlattıklarım : anlatmak past part pl my
anlattıkların : anlatmak past part pl gen,your
anlattım : anlatmak 1 past
anlayabildim : anlamak can 1 past
anlayabilenler : anlamak can pres part pl
anlayacak : anlamak 3 fut,fut part
anlayacağı : anlamak fut part his
anlayamaz : anlamak 3 cannot pres
anlayamazlar : anlamak 3 pl cannot ao
anlayamıyor : anlamak 3 cannot pres cont
anlayamıyordu : anlamak 3 cannot past cont
anlayan : anlamak pres part
anlayış : understanding,intellection
anlayışlı : understanding,apprehensive
anlaşılma : understaning
anlaşılmak : to follow,to be understood
anlaşılması : anlaşılma his
anlaşılması güç : vague,obscure
anlık : instant,immediate,mind
anlıyorum : anlamak 1 pres cont
anı : memoir, remembrance
anılarımı : anı pl my acc
anında : an his loc,immediate,spontaneously
aptalca : foolish,stupid
ara : interval, breather
araba : car,wheel,coach
arada : ara loc, meantime,between
arada bir : at times,occasionally
aradıklarını : aramak past part their acc
aradığı : aramak past part acc,his
aralanmak : to be opened part way
aralanırken : aralanmak ao when
aralarında : ara their loc, among them
aramak : to see, to look for, to search
aramamıştı : aramak 3 neg past perf
arasında : ara his loc,between, among
arasındaki : ara his loc that,between
araya : ara dat,between
arayalım : aramak 1 pl subj pres
araştırma : survey,research,investigation
araştırmak : to search,to research,to investigate
araştırır : araştırmak 3 ao
aritmetik : arithmetic
arka : back,rear
arkadaş : comrade
arkadaşlarım : arkadaş pl my
arkadaşı : arkadaş his
arkadaşım : arkadaş my
arkadaşımı : arkadaş my acc
arkadaşına : arkadaş your,his dat
arkadaşınızı : arkadaş your(pl) acc
arkasında : arka his loc
arkasından : arka his abl
armağan : gift,present
armağanları : armağan pl his,their
armağanım : armağan my
artar : artmak 3 ao
artmak : to increase,to remain
artık : any more, now, after all
artırmak : to increase
artıyordu : artmak 1 past cont
arı : bee
arılar : arı pl
arıyorsun : aramak 2 pres cont
arıyorum : aramak 1 pres cont
arıza : falut,malfunction
arızanın : arıza gen
arızayı : arıza acc
asla : never
aslında : asıl his loc,indeed,really
asmadı : asmak 3 neg past
asmak : to hang
asteroid : asteroid
asteroidde : asteroid loc
asteroidi : asteroid his,acc
asteroidle : asteroid with
asteroidlerin : asteroid pl gen
asık : âşık, lover, in love,sulken
asık bir suratla : saturninely
asıl : actual,real
atarken : atmak ao when
atkı : muffler,scarf
atkım : atkı my
atkısını : atkı his acc
atlamadan : atlamak without
atlamak : to jump,to omit
atma : cast,dropping,throw
atmadı : atmak 3 neg past
atmak : to beat, to throw, to let out
atmalarını : atma pl his,their acc
attı : atmak 3 past
atılmak : to be thrown,to be discarded
atılmış : atılmak 3 past dub,past part dub
av : hunting, prey
avcı : hunter
avcılar : avcı pl
avcılarımın : avcı pl my gen
avlamak : to hunt,to account
avlıyorlar : avlamak 3 pl pres cont
avlıyorum : avlamak 1 pres cont
avutulacak : avutulmak 3 fut
avutulmak : to be comforted
avını : av his acc
ay : month,moon
ayak : paw, foot
ayak bileği : ankle
ayakların : ayak pl gen,your
ayaklarını : ayak pl your,his acc
ayakta : ayak loc,standing
ayakta beklemek : to wait standing
ayağa : ayak dat
ayağa kalkmak : to stand up
aydınlanmak : become clear, lighten
aydınlanıverdi : aydınlanmak suddenly 3 past
aydınlatan : aydınlatmak pres part
aydınlatmak : to brighten,to lighten,to illuminate
aydınlattığı : aydınlatmak past part acc,his
aynen : exactly
aynen öyle : precisely,that's right
aynı : same
aynı zamanda : at the same time
aynı şekilde : likewise,alike
aynısı : aynı his
aynısını : aynı his acc
ayrıca : also, besides
ayrılamaz : ayrılmak 3 cannot ao
ayrılma : separation,departure
ayrılmak : to leave,to split into
ayrılırken : ayrılmak ao when
ayrılış : ayrılmak way,departure
ayrılışı : ayrılış acc,his
ayrıntı : detail
ayrıntılarda : ayrıntı pl loc
ayyaş : drunkard
ayyaşa : ayyaş dat
ayıracak : ayırmak fut part
ayırma : ayırmak verb noun,separation
ayırmadan : ayırmak without
ayırmak : to separate
ayışığı : moonlight
az : few
azabı : azap acc,his
azaldığından : azalmak past part his abl
azalmak : to decrease,to go down
azap : torment,torture
azdı : az 3 past
aç : hungry
açacaksın : açmak 2 fut
açarsa : açmak 3 cond ao
açlık : hunger
açmak : to open
açmış : açmak 3 past dub,part part dub
açtı : açmak 3 past
açık : bright, open, explicit
açık konuşmak : to talk frankly
açıkladı : açıklamak 3 past
açıklama : explanation
açıklamak : to explain
açıklamasını : açıklama his acc
açıklamıştı : açıklamak 3 past dub
açıklık : gap,space,openness,clarity
açıklığa : açıklık dat
açıklığa kavuşturmak : to enlighten
açıkta : açık loc, exposed, unemployed, off
açıkça : openly,frankly
açıkçası : strictly,obviously
açıp : açmak and
açıyordum : açmak 1 past cont
açıyorlar : açmak 3 pl pres cont
ağacı : ağaç acc,his
ağacını : ağaç your,his acc
ağacının : ağaç your,his gen
ağaç : tree,wood
ağaçları : ağaç pl his
ağaçlarını : ağaç pl his acc
ağaçlarıyla : ağaç pl his with
ağladı : ağlamak 3 past
ağladığını : ağlamak past part his acc
ağlamak : to cry,to weep
ağlarlar : ağlamak 3 pl ao
ağlayacaktı : ağlamak 3 fut past
ağlayacağım : ağlamak fut part my,1 fut
ağlayacağını : ağlamak fut part your,his acc
ağlıyordu : ağlamak 3 past cont
ağzına : ağız your,his dat
ağzından : ağız your,his abl
ağzını : ağız your,his acc
ağır : slow,serious,weighty
ağır ağır : slowly
ağız : mouth
ağızlık : muzzle
ağızlığı : ağızlık his,acc
ağızlığın : ağızlık gen
aşağı : down, the lower part
aşağıdaki : aşağı loc that,below, following
baba : father
babası : baba his
baca : chimney
bacalarına : baca pl his,your dat
bahçe : yard,garden
bahçede : bahçe loc
bahçenin : bahçe gen
bak : bakmak 2 imp
bakacağım : bakmak 1 fut
bakalım : bakmak 1 pl subj simp
bakan : minister
bakanı : bakan his,acc
bakar : bakmak 3 ao
bakarak : bakmak by
bakarsın : bakmak 2 ao
bakma : watch,looking
bakmak : to look
bakmaksızın : bakmak without, regardless of
bakmalı : bakmak 3 nec pres
bakmalıydım : bakmak 1 nec past
bakmamış : bakmak neg past part dub
bakmayı : bakma acc
bakmaz : bakmak 3 neg ao
baksanıza : bakmak 2 pl imp imp
baktı : bakmak 3 past
baktım : bakmak 1 past
baktığında : bakmak past part your,his loc
bakıldığında : bakılmak past part your,his loc,considering
bakılmak : to be looked
bakın : bakmak 2 pl imp
bakındı : bakınmak 3 past
bakınmak : to look around
bakıp : bakmak and
bakıyordu : bakmak 3 past cont
bakıyordum : bakmak 1 past cont
bakıyormuş : bakmak 3 past cont dub
bakış : glance, look
bakışlarla : bakış pl with
bakışları : bakış pl his
bakışlarında : bakış pl your,his loc
bakışlarını : bakış pl your,his acc
bakışta : bakış loc
bal : honey
balerin : ballet dancer
balerinler : balerin pl
balta : ax, axe
balta girmemiş : virgin
bana : ben dat
banka : bank
bankaya : banka dat
baobap : baobab
baobap ağacı : baobab
baobaplar : baobap pl
baobaplara : baobap pl dat
baobapları : baobap pl acc
baobaplarımla : baobap pl my with
baobapların : baobap pl gen
basit : simple,easy
basmak : to press,to let out suddenly
bastın : basmak 2 past
batma : sinking
batmak : to sink, submerge,to set
batmasını : batma his acc
batım : batmak verb noun
batımı : batım his
batımını : batım his acc
batıyordur : batmak 3 pres cont 3 pres
bayılmak : to faint,to love,to be thrilled (with)
bayılırlar : bayılmak 3 pl ao
bayılırım : bayılmak 1 ao
bazen : sometimes
bazı : some,certain
bazıları : bazı their
bağ : connection,relationship,vineyard
bağlama : bağlamak verb noun,coupling
bağlamak : to bind, to connect
bağlaman : bağlama your
bağlamazsan : bağlamak 2 cond neg ao
bağlar : bağ pl
bağlarına : bağ pl your,his dat
bağlayacak : bağlamak fut part
bağlayamayacak : bağlamak 3 cannot fut
bağlı : bağ with,connected,bound
bağlıdır : bağlı 3 pres
bağlılık : dependence,loyalty
bağlılığı : bağlılık his,acc
bağırdı : bağırmak 3 past
bağırdım : bağırmak 1 past
bağırmak : to shout
bağışla : bağışlamak 2 imp
bağışlamak : to forgive
bağışlamalarını : bağışlamak verb noun pl your acc
bağışlarsın : bağışlamak 2 ao
bağışlarsınız : bağışlamak 2p ao
baş : head
baş kaldırma : rebellion,insubordination
başarabileceğimi : başarmak can fut part my acc
başarabilirsen : başarmak 2 can cond ao
başaracağımdan : başarmak fut part my abl
başardığımı : başarmak past part my acc
başarmak : to achieve, to accomplish,to succeed
başarılı : successful
başarısız : unsuccessful
başarısızlığı : başarısız noun his
başarıyorum : başarmak 1 pres cont
başarıyorumdur : başarıyorum 3 pres
başka : different, other, another, except
başkası : başka his,someone else
başkasını : başka his acc
başladı : başlamak 3 past
başladım : başlamak 1 past
başladığı : başlamak past part his,acc
başladığımdan : başlamak past part my abl
başlamak : to begin
başlamış : başlamak past part
başlamıştı : başlamak 3 past perf
başlangıç : start,beginning
başlangıçta : başlangıç loc
başlar : başlamak 3 ao
başlardı : başlamak 3 past rep
başlarmış : başlar 3 past ao
başlarım : başlamak 1 ao
başlı : headed
başlılık : başlı noun
başlılığa : başlılık dat
başı : baş acc,his
başıma : baş my dat
başımı : baş my acc
başımıza : baş our dat
başına : baş your,his dat
başında : baş your,his loc
başında durmak : to stand watch over, watch carefully
başını : baş your,his acc
bebek : baby,doll
bebekle : bebek with
becerebildiğim : becermek can past part my
beceremem : becermek 1 cannot ao
becermek : to do well, to succeed
bekle : beklemek 2 imp
bekledi : beklemek 3 past
bekledim : beklemek 1 past
bekleme : waiting
beklemediğim : beklemek neg past part my
beklemek : to wait,to expect
beklemeliyim : beklemek 1 nec pres
beklememiz : bekleme our
beklemişti : beklemek 3 past perf
beklerdi : beklemek 3 past rep
bekleyeceğim : beklemek fut part my,1 fut
bela : trouble,disaster
belirdi : belirmek 3 past
belirdiği : belirmek past part his
beliriverirler : belirmek suddenly 3 pl ao
belirmek : to appear
belirsiz : uncertain
belirten : belirtmek pres part
belirtmek : to indicate,to state
belirtmemiş : belirtmek neg past part dub
belki : maybe, possibly, probably
belli : definite,certain
belli belirsiz : indistinguished,indistinct
belli olmak : to become clear
bembeyaz : beyaz int,extreamely white
bembeyazdı : bembeyaz 3 past
ben : I
bence : as for me,in my opinion
bende : ben loc
beni : ben acc
benim : ben gen,my, mine
benimki : benim that
benimkinde : benimki loc
benimle : benim with,with me
benimse : as for me
bense : ben,and/but me
benzemek : to look alike,to resemble
benzemez : benzemek 3 neg ao
benzemiyordu : benzemek 3 neg past cont
benzemiyorsunuz : benzemek 2 pl neg pres cont
benzer : similar,like
benzerdi : benzer 3 past
benzeri : benzer his,like
benzerler : benzemek 3 pl ao
benzersiz : benzer without,unique
benziyor : benzemek 3 pres cont
benziyorlar : benzemek 3 pl pres cont
benziyorlardı : benzemek 3 pl past cont
berbat : terrible
beri : since
beyaz : white
beyazdı : beyaz 3 past
beyin : brain
beynimden : beyin my abl
bezdirme : bezdirmek verb noun
bezdirmek : to sicken,to disgust
bezdirmeye : bezdirme dat
bezgin : sick,exasperated,weary
bezginlik : tedium,disgust
bezginlikle : bezginlik with
beğenilmedi : beğenilmek 3 neg past
beğenilmek : to have an attraction for, to be sought after
beğenmek : to like,to admire
beğenmiş : beğenmek past part dub
beğenmişlik : vainglory,arrogance
beğenmişliğiyle : beğenmişlik
beş : five
beşinci : fifth
bildiğimiz : bilmek past part our
bile : neither, even, already
bileceğim : bilmek 1 fut
bilek : wrist, ankle
bilemeyecek : bilmek neg fut past
bilemez : bilmek 3 cannot ao
bilemiyordum : bilmek 1 cannot past cont
bilen : bilmek pres part
bilezik : bracelet
bileğine : bilek your,his dat
bileğinin : bilek your,his gen
bilgelik : wisdom
bilgeliğe : bilgelik dat
bilgi : knowledge
bilgiler : bilgi pl
bilgileri : bilgi pl acc
bilginin : bilgi gen
bilgisi : bilgi his
bilgisini : bilgi his acc
bilim : science,knowledge
bilim adamı : scholar
bilinen : bilinmek pres part
biliniyor : bilinmek 3 pres cont
bilinmek : to be known
bilir : bilmek 3 ao
biliyor : bilmek 3 pres cont
biliyordum : bilmek 3 past cont
biliyorlar : bilmek 3 pl pres cont
biliyorsun : bilmek 2 pres cont
biliyorsunuz : bilmek 2 pl pres cont
biliyorum : bilmek 1 pres cont
bilmece : puzzle,riddle
bilmeden : bilmek without
bilmediği : bilmek neg past part his
bilmediğim : bilmek neg past part my
bilmediğimiz : bilmek neg past part our
bilmek : to know
bilmem : bilmek 1 neg ao
bilmeyen : bilmek neg pres part,miscognizant
bilmeyenlere : bilmeyen pl dat
bilmiyordu : bilmek 3 neg past cont
bilmiyordum : bilmek 1 neg past cont
bin : thousand
binip : binmek and
binlerce : thousands of
binmek : to ride,to get on
bir : one
bir an : for a moment
bir an önce : as immediate as possible
bir anlık : momentary
bir araya getirmek : gather
bir de : in addition
bir iki : one or two
bir süre : for a while
bir süre için : for a while
bir tür : a kind of
bir türlü : never,somehow
bir yandan : on the other hand
bir zamanlar : once upon a time
biraz : a little
birazcık : a little bit
birbiri : each other
birbirimiz : birbiri our
birbirinden : birbiri abl
birbirine : birbiri dat,each other
birden : suddenly,at a time
birer : one each
biri : someone,one
biridir : biri 3 pres
biriken : birikmek pres part,cumulative
birikmek : to accumulate,to pile up
birinci : first
birincisini : birinci his acc
birinde : biri loc
birine : biri dat
birini : biri acc
birinin : biri gen
birisi : one, anybody, anyone
birisine : birisi dat
birisinin : birisi gen
biriydi : biri 3 past
biriyle : biri with
birkaç : some,a few
birkaçının : birkaç his gen
birlikte : together
birçok : many, a lot of
bitim : expiry,ending
bitimi : bitim his
bitimini : bitim his acc
bitiremeyeceğini : bitirmek cannot past part his acc
bitirip : bitirmek and
bitirmek : to finish, to complete
bitki : plant,herb
bitkilerdense : bitki pl abl if
bitkilerin : bitki pl gen
bitkinin : bitki gen
bitmek : to finish,to end
biz : we
bize : biz dat
bizim : biz gen
bizler : biz pl
biçim : form,shape,manner
biçimde : biçim loc
boa : boa
borç : debt,loan
borçlu : indebted
borçluyum : borçlu 1 pres
boy : size, height
boya : paint
boylu : boy with
boynuma : boyun my dat
boynunda : boyun your,his loc
boynunu : boyun your,his acc
boynuz : horn
boynuzları : boynuz pl acc
boyu : boy acc
boyu : boy acc,his
boyun : neck
boyun : neck
boyunca : during
boyunu : boy his acc
bozmak : to ruin,to break
bozuyorum : bozmak 1 pres cont
boğuldu : boğulmak 3 past
boğulmak : to choke,to strangle
boş : blank,empty
boş gezmek : to idle,to loaf about
boşsunuz : boş 2 pl pres
boşuna : boş your,his dat,in vain,useless
briç : bridge
briçten : briç abl
bu : this
bu gece : tonight
bu kadar : so much
bu yana : until now,since
bu yüzden : for this reason, so
bucak : corner
budala : fool,boob
budur : bu 3 pres
bugün : today
bulabildikleri : bulmak can past part their
bulabilirler : bulmak 3 pl can pres
bulacaktım : bulmak 1 fut past
bulalım : bulmak 1 pl subj pres
bulamadım : bulmak 1 neg past
bulamak : to cover with,to coat
bulamaz : bulmak cannot ao
bulamıyorlar : bulmak 3 pl cannot pres cont
buldum : bulmak 1 past
buldun : bulmak 2 past
bulduğumuz : bulmak past part our
bulma : finding,locating
bulmak : to find out,to discover,to locate
bulmam : bulma my
bulmana : bulma your dat
bulmuştu : bulmak 3 past perf
bulunan : bulunmak pres part,based,situated
bulundukları : bulunmak past part 3 pl acc
bulundum : bulunmak 1 past
bulunduğu : bulunmak past part his,acc
bulunma : existence,occurrence
bulunmadığı : bulunmak neg past part his
bulunmadığını : bulunmak neg past part his acc
bulunmak : to be found, to be discovered
bulunmasından : bulunma his abl
bulunmayan : bulunmak neg pres part,absentee,missing,absent
bulunur : bulunmak 3 ao
bulunursa : bulunmak 3 cond ao
buluş : discovery
buluşma : date,meeting,rendezvous
buluşma yeri : rendezvous,meeting place
buluşunu : buluş his acc
buna : bu dat
bunda : bu loc,herein,here
bundan : bu abl
bunlar : bu pl
bunlardan : bu pl abl
bunlarla : bu pl with
bunları : bu pl acc
bunu : bu acc
bunun : bu gen
bununla : bu with
bura : this place
burada : bura loc,here
buradan : bura abl
buralara : bura pl dat
buralarda : bura pl loc,hereabouts
buralardan : bura pl abl
buralı : bura with,native of this place
burası : bura his,here
burayı : bura acc
burda : bura loc,here
burdayım : burada 1 pres
burkuldu : burkulmak 3 past
burkulmak : to strain,to twist
burnunun : burun your,his gen
burun : nose
burunlarını : burun their acc
buruşuk : crumpled,wrinkled
buz : ice
buğday : wheat
buğdayların : buğday pl gen
bölüm : chapter,section
bölümünü : bölüm your,his acc
bölündü : bölünmek 3 past
bölünmek : to split up,to break up
böyle : like this, in this way
böylece : in this way, thus, thence, so
böyledir : böyle 3 pres
böylesi : this kind of,suchlike
bükmek : to bend
büktü : bükmek 3 past
bütün : entire, complete, all
büyük : big, large
büyükelçi : embassador
büyükler : büyük pl,adults
büyüklere : büyük pl dat
büyüklerin : büyük pl gen
büyüklerinki : büyük pl gen that
büyüklerinkinden : büyüklerinki abl
büyüklük : size, magnitude
büyüklüğü : büyüklük acc,his
büyüklüğündeydi : büyüklük your,his loc,sized
büyükteki : büyük loc that
büyüktü : büyük 3 past
büyüktür : büyük 3 pres
büyülemek : to enthral,to witch
büyülemişti : büyülemek 3 past perf
büyüme : growth
büyümeden : büyümek without
büyümek : to grow, to increase in size
büyümesi : büyüme his
büyümesinde : büyüme his loc
büyüsüydü : büyü his 3 past
bırak : bırakmak 2 imp
bırakmak : to abandon, to leave, to release
bırakmayacağım : bırakmak 1 neg fut
bırakmazdı : bırakmak 3 neg past ao
bırakmıyordu : bırakmak 3 neg past cont
bıraktık : bırakmak 1 pl past
bıraktım : bırakmak 1 past
bıraktığı : bırakmak past part acc,his
bırakılmak : to be left
bırakılmayacağını : bırakılmak neg fut part your,his acc
bırakıp : bırakmak and
bırakırdı : bırakmak 3 past rep
bırakıvermenin : bırakmak suddenly verb noun gen
cam : glass
cama : cam dat
can : soul, life, being,dear
canlandığını : canlanmak past part your,his acc
canlanmak : to wake,to come to life
canım : can my,darling,my dear
canına : can his,you dat
canından : can his,your abl
cebimden : cep my abl
cebime : cep my dat
cebinden : cep your,his abl
cep : pocket
cepken : bolero
cesaret : courage
cesareti : cesaret acc,his
cesaretini : cesaret your,hiss acc
ceza : punishment,penalty
cezalandıracağını : cezalandırmak fut part his acc
cezalandırmak : to punish
cezası : ceza his
ciddi : serious
ciddileşti : ciddîleşmek 3 past
ciddiye : ciddî dat
ciddiye almak : to take seriously
ciddîleşmek : to become serious
cilt : skin,cover,volume
ciltli : cilt with,hardcover,bound
cilve : wiles,apparition,coquety
cilveler : cilve pl
coğrafya : geography
coğrafyacı : geographer
coğrafyacının : coğrafyacı gen
coğrafyacısınız : coğrafyacı 2 pl pres
coğrafyacıya : coğrafyacı dat
coğrafyacıyım : coğrafyacı 1 pres
coğrafyanın : coğrafya gen
coğrafyaya : coğrafya dat
cıvata : bolt,screw
cıvatada : cıvata loc
cıvatadaydı : cıvatada 3 past
cıvatanın : cıvata gen,your gen
cıvatasını : cıvata his acc
da : as well, too, also
daha : more, still, yet
daha önce : already,previously
dakika : minute
dakikada : dakika loc
dakikam : dakika my
dalarken : dalmak ao when
daldı : dalmak 3 past
dalga : wave,thingummy
dalga geçmek : to ridicule,to mock
dalgalanmak : to undulate,to wave,to fluctuate
dalgalanıyordu : dalgalanmak 3 past cont
dalgın : preoccupied,absent-minded
dalgınlık : absent-mindness
dalgınlığına : dalgınlık his dat
dalmak : to dive,to plunge
dalmıştı : dalmak 3 past perf
dam : roof
damında : dam his loc
dans : dance
dansa : dans dat
davrandın : davranmak 2 past
davranmak : to act,to behave
davranmalıyız : davranmak 1 pl nec pres
dayamak : to lean,to recline on
dayamışlardır : dayamak 3 pl past dub
dağ : mountain
dağa : dağ dat
dağları : dağ pl acc,his
dağların : dağ pl gen,your
dağlarınız : dağ pl your(pl)
dağın : dağ gen
dağıtma : distribution,dealing
dağıtmak : to distribute,to scatter
dağıtmaya : dağıtma dat
dağıttı : dağıtmak 3 past
de : as well, too, also
dedi : demek 3 past
dediler : demek 3 pl past
dedim : demek 1 past
dedin : demek 2 past
dediğin : demek past part gen,your
dediğinde : demek past part your,his loc
defter : notebook,record
deftere : defter dat
defterinin : defter your,his gen
dek : till,until
deli : mad,insane,crazy
delik : hole
deliktir : delik 3 pres
demek : so, to say,having the meaning
demektir : demek 3 pres
demezler : demek 3 pl neg ao
demiryolu : railway,railroad
demişti : demek 3 past perf
demiştin : demek 2 past perf
deneme : trying, test
denememi : deneme my acc
deniz : sea
denizci : sailor
denizciden : denizci abl
denize : deniz dat
denizleri : deniz pl acc
denizlerin : deniz pl gen
denli : so
der : demek 3 ao
derdi : dert his
derece : degree,rating
derecede : derece loc
derin : deep
derin derin : deeply
derinlik : depth,abyss
derinliklerinde : derinlik pl his loc
derken : demek while
derlemek : to compile,to gather together,to collect
derler : demek 3 pl ao
derleyip : derlemek and
derseniz : demek 2 pl cond ao
dersiniz : demek 2 pl ao
dert : trouble,worry,problem,concern
devrildi : devrilmek 3 past
devrilmek : to fall,to topple
değ : worth
değdiğini : değmek past part his acc
değer : value
değer vermek : to value,to cherish
değerdiler : değmek 3 pl past rep
değerlendirebilir : değerlendirmek can 3 pres
değerlendirmek : to evaluate
değil : not
değildi : değil 3 past
değildin : değil 2 past
değildir : değil 3 pres
değilim : değil 1 pres
değiller : değil 3 pl pres
değillerse : değil 3 pl cond pres
değilsin : değil 2 pres
değirmen : mill
değirmeni : değirmen his
değişiklik : change, edit
değişikliği : değişiklik acc
değişim : change,alteration,switch
değişme : interchange, switch, change
değişmedi : değişmek 3 neg past
değişmek : to change
değişmez : değişmek 3 neg ao
değişti : değişmek 3 past
değiştirdiği : değiştirmek past part his,acc
değiştirir : değiştirmek 3 ao
değiştirmek : to switch,to alter
değiştiğini : değişmek past part his acc
değmek : to be worth doing something
değmez : değmek 3 neg ao
dibindeki : dip your,his loc that
dibine : dip your,his dat
dik : straight,steep
dik başlılık : obstinacy
diken : thorn
dikeni : diken acc,his
dikeninden : diken your,his abl
dikenini : diken your,his acc
dikenler : diken pl
dikenleri : diken pl acc,his
dikenlerinin : diken pl your,his,their gen
dikenli : diken with,thorny
dikenlidirler : dikenli 3 pl pres
dikkat : attention, care
dikkate : dikkat dat
dikkate almak : to consider,to take into consideration
dikkatle : dikkat with(together), with care,carefully
dikkatli : dikkat with(containing),careful, attentive
dil : language,tongue
dilbilgisi : grammar
dilbilgisine : dilbilgisi dat
dile : dil dat
dilediğimi : dilemek past part my acc
dilediğinde : dilemek past part your,his loc
dilediğinizde : dilemek past part your(pl) loc
dilek : wish,request
dilekte : dilek loc
dilekte bulunmak : to make a wish
dilemek : to wish
dilerim : dilemek 1 ao
dimdik : straight,upright
dinle : dinlemek 2 imp
dinlediğim : dinlemek past part my
dinlemek : to listen
dinlememeli : dinlemek 3 neg nec pres
dinlememeliydim : dinlemek 1 neg nec pres
dinlemeyi : dinlenme acc
dinlenebilme : dinlenmek can verb noun
dinlenebilmeniz : dinlenebilme your(pl)
dinlenerek : dinlenmek by
dinlenme : relaxation,rest
dinlenmek : to rest,to relax
dinlerken : dinlemek ao when
dip : bottom,base,ground
disiplin : discipline
diye : demek,in order to, to, for to, as, called, so as to
diyebilirdim : demek can 1 past
diyeceksin : demek 2 fut
diyelim : demek 1 subj pres,shall we say
diyerek : demek by
diyordu : demek 3 past cont
diyordum : demek 1 past cont
diyorum : demek 1 pres cont
diz : knee
dizime : diz my dat
dizlerine : diz pl his dat
dokunmak : to touch
dokunursam : dokunmak 1cond ao
doladı : dolamak 3 past
dolamak : to wind,to wrap
dolayı : because of,through,due to
dolaşma : circulation,stroll
dolaşmadım : dolaşmak 1 neg past
dolaşmak : to walk,to wander
dolaşmaya : dolaşma dat
dolaşırken : dolaşmak ao when
dolaşırsınız : dolaşmak 2 pl ao
doldu : dolmak 3 past
doldurmak : to fill
doldurmalıydı : doldurmak 3 nec past
dolmak : to swell,to get full
dolmakalem : fountain-pen
dolmakalemimle : dolmakalem my with
dolu : full
doluydu : dolu 3 past
doluymuş : dolu 3 past dub
donuklaşmak : to become frozen,to pale
donuklaşmıştı : donuklaşmak
dost : friend
dost edinmek : make friends
dostlar : dost pl
dostları : dost pl acc,his
dostlarım : dost pl my
dostların : dost pl gen,your
dostluk : friendship,amity
dostluk etmek : to be friends with
dostum : dost my
doğal : natural
doğal olarak : naturally,intrinsically
doğarken : doğmak ao when
doğdum : doğmak 1 past
doğduğunda : doğmak past part his loc
doğmak : to be born, to rise
doğmuş : doğmak past part
doğru : right, line, truth, straight
doğrulu : doğru with
doğrusu : doğru his, in fact, actually
doğrusuna : doğru his dat
doğrusunu : doğru his acc
doğruydu : doğru 3 past
doğruyu : doğru acc
dudak : lip
dudakları : dudak pl his
dudaklarına : dudak pl his dat
duracak : durmak fut part
durakladı : duraklamak 3 past
duraklamak : to pause,to stop
duraksadı : duraksamak 3 past
duraksama : duraksamak verb noun, hesitance, stop
duraksamadan : duraksamak without,without a second thought,at once
duraksamak : to hesitate, to pause
duraksayarak : duraksamak by
duramam : durmak 1 cannot ao
duran : durmak pres part
durdum : durmak 1 past
durmak : to stop, to stand, to be or remain
durmuş : durmak past part
durum : situation,status
durumu : durum his,acc
durun : durmak 2 pl imp
durup : durmak and
durup dururken : unexpectedly,abruptly
dururken : durmak ao when
dururlarken : durmak pl ao when
duruyordu : durmak 3 past cont
duvar : wall
duvara : duvar dat
duvardan : duvar abl
duvarın : duvar gen
duyabilirsin : duymak 2 can pres
duydular : duymak 3 pl past
duydum : duymak 1 past
duyduğum : duymak past part my
duygu : emotion,feeling
duygularım : duygu pl my
duygularıyla : duygu pl his with
duymadan : duymak without
duymak : to feel, to hear
duymamıştı : duymak 3 neg past perf
duymayacak : duymak neg fut part
duymaz : duymak 3 neg ao
duymazlar : duymak 3 pl neg ao
duymazlıktan : duymak neg verb noun abl
duymuştu : duymak 3 past perf
duyuyor : duymak 3 pres cont
duyuyorum : duymak 1 pres cont
dökmek : to pour
döktüğüm : dökmek past part my
döndü : dönmek 3 past
döndürdü : döndürmek
döndürmek : to send back,to turn
döndürüyordu : döndürmek 3 past cont
döndüğümde : dönmek past part my loc
döndüğünü : dönmek past part his acc
dönebileceksin : dönmek 2 can fut
dönme : rotation,spin,cycle
dönmek : to turn,to return
dönmelisin : dönmek 2 nec pres
dönmeye : dönme dat
dönüyorlar : dönmek 3 pl pres cont
dönüyorum : dönmek 1 pres cont
dönüş : rotation,turn
dönüşme : transmutation
dönüşmek : to transform,to turn into
dönüşmesini : dönüşme his acc
dönüşünü : dönüş your,his acc
dönüşüyorlar : dönüşmek 3 pl pres cont
dördüncü : fourth
dört : four
dörtte : dört loc
dükkân : shop
dükkânlardan : dükkân pl abl
dünyada : dünya loc
dünyadaki : dünya loc that
dünyalar : dünya pl
dünyanın : dünya gen
dünyaya : dünya dat
düzen : layout,order
düzen vermek : to tune up,to harmonize
düzensiz : düzen without,irregular
düzey : level
düzeye : düzey dat
düzgün : smooth,decent
düş : dream
düşerse : düşmek 2 cond ao
düşmek : to drop,to fall
düşmüştü : düşmek 3 past perf
düştüğü : düşmek past part his,acc
düşün : düşünmek 2 imp,thought
düşünce : idea,opinion
düşünce süreci : thinking process
düşüncelere : düşünce pl dat
düşünceleri : düşünce pl his
düşüncelerimi : düşünce pl my acc
düşündü : düşünmek 3 past
düşündüklerimi : düşünmek past part pl my acc
düşündükten : düşünmek past part abl
düşündüm : düşünmek 1 past
düşündüğü : düşünmek past part acc,his
düşünecekler : düşünmek 3 pl fut
düşünerek : düşünmek by
düşünmek : to think
düşünmek : to think of,to think
düşünsene : düşünmek 2 imp imp
düşünülmek : to be thought
düşünülürse : düşünülmek 3 cond ao
düşünür : düşünmek 3 ao
düşünüyordu : düşünmek 3 past cont
düşünüyordum : düşünmek 1 past cont
düşünüyorum : düşünmek 1 pres cont
düşüyorum : düşmek 1 pres cont
dış : outside
dışardan : dışar abl
dışarı : the outside
dışarıdan : dışarı abl,from the outside
dıştan : dış abl
dışında : dış his loc,except
dışının : dış his gen
edebileceğini : etmek can fut part his acc
edebilir : etmek 3 can ao
edebilirim : etmek 1 can ao
edebiliyordu : etmek 1 can past cont
edecek : etmek 3 fut
edeceği : etmek fut part his
edeceğim : etmek 1 fut
edemedi : etmek 3 neg past
edemediği : etmek neg past part his,acc
edemiyorsunuz : etmek 2 pl cannot pres cont
eden : etmek pres part
eder : etmek 3 ao
ederken : etmek ao when
edersiniz : etmek 2 pl ao
edilen : edilmek pres part
edilir : edilmek 3 ao
edilmek : to be done,to made
edilmesin : edilmek 3 neg imp
edindim : edinmek 1 past
edindiniz : edinmek 2 pl past
edinmek : to get,to obtain
edinmiş : edinmek past part dub
ediverirler : etmek suddenly 3 pl ao
ediyordu : etmek 3 past cont
ediyordum : etmek 1 past cont
ediyorlardı : etmek 3 pl past cont
ediyorsun : etmek 2 pres cont
ediyorum : etmek 1 pres cont
eee : then
efendim : sir,pardon
egemenlik : domination,sovereignty
egemenliği : egemenlik his,acc
eh : all right then./well, if you say so
ekledi : eklemek 3 past
ekledim : eklemek 1 past
ekledin : eklemek 2 past
eklemek : to add
ekmek : bread
ekspres : express
el : hand, country, homeland, province
elde : el loc
elde etmek : to get,to obtain
elektrik : electricity
elektriğin : elektrik gen
eleştirmen : critic
eleştirmenimin : eleştirmen my gen
elimde : el my loc
elimde değil : it is beyond my power
elimden : el my abl
elime : el my dat
elimi : el my acc
elimizde : el our loc
elinde : el your,his loc
elini : el your,his acc
eliyle : el his with,by favour of,in care of
ellerinden : el pl their abl
ellerini : el pl his acc
elli : fifty
elma : apple
elmas : diamond
elveda : farewell,goodbye
emek : labour,effor
emeğe : emek dat
emin : secure,sure
eminim : emin 1 pres
emir : command,order
emirdir : emir 3 pres
emirler : emir pl
emirlerime : emir pl my dat
emirlerine : emir pl his dat
emirlerinize : emir pl your(pl) dat
emreder : emretmek 3 ao
emredersem : emretmek 1 cond ao
emrederseniz : emretmek 2 pl cond ao
emrediyorum : emretmek 1 pres cont
emretmek : to command,to order
emretmeliler : emretmek 3 pl nec ao
emri : emir acc,his
emrime : emir my dat
emrimi : emir my acc
en : most, width
ender : rare,unusual
ender olarak : preciously,rarely
enderdir : ender 3 pres
endişe : anxiety, worry, solicitude
endişeli : endişe with,anxious,worried
endişeliydi : endişeli 3 past
endişem : endişe my
endişemde : endişe my loc
endişeye : endişe dat
eni : en acc,his
epey : quite
epeydir : long,for a long time
erken : early
ertelenirse : ertelenmek 3 cond ao
ertelenmek : to be postponed, to postpone
ertesi : next,following
esen : esmek pres part,blowing
esinti : breeze
esintinin : esinti gen
eski : old,ancient,predecessor
eskiden : eski abl,in the past
eskimek : to wear off,to become old
eskimezler : eskimek 3 pl neg ao
eskisi : eski his
eskisi gibi : life former,as before
esmek : to blow
esne : esnemek 2 imp
esnedi : esnemek 3 past
esneme : yawn,stretch,oscitation
esnemek : to yawn
esnemeni : esneme your acc
esneyeceksin : esnemek 2 fut
esneyemem : esnemek 1 cannot pres
esneyen : esnemek pres part
esniyorlardır : esnemek 3 pl pres cont
etki : effect, impact
etki : influence,effect
etkilemek : to affect,to impress
etkilenmek : to be influenced,to be impressed
etkilenmiştim : etkilenmek 1 past perf
etkileyen : etkilemek pres part,affecting
etkileyici : impressive
etkileyiciydi : etkileyici 3 past
etkili : etkili with,efficient,effective
etkin : active
etkisi : etki his
etme : making,doing
etmeden : etmek without
etmek : to do, to make
etmekte : etmek loc
etmemesine : etme neg his dat
etmemi : etme my acc
etmeye : etme dat
etmeyi : etme acc,his
etmeyin : etmek 2 pl neg imp
etmez : etmek 3 neg ao
etmiyordum : etmek 1 neg past cont
etti : etmek 3 past
ettim : etmek 1 past
ettiği : etmek past part acc,his
ev : house
evcil : domestic,tame
evcilleştir : evcilleştirmek 2 imp
evcilleştirdi : evcilleştirmek 3 past
evcilleştirdiğimiz : evcilleştirmek past part our
evcilleştirdiğini : evcilleştirmek past part your,his acc
evcilleştirilme : domestication, being domesticated, being tamed
evcilleştirilmek : to be domesticated, to be tamed
evcilleştirilmeyi : evcilleştirilme acc
evcilleştirirse : evcilleştirmek 3 cond ao
evcilleştirirsen : evcilleştirmek 2 cond ao
evcilleştirmek : to domesticate,to tame
evden : ev abl
evet : yes
evi : ev acc,his
evim : ev my
evime : ev my dat
evin : ev your
evine : ev your dat
evlerin : ev pl gen,your
evmiş : ev 3 past dub
evren : universe
evrende : evren loc
evrensel : cosmic,universal
evrenseldi : evrensel 3 past
eğdim : eğmek 1 past
eğer : if
eğilmek : to bend,to lean
eğilmiş : eğilmek part part dub
eğlence : amusement,fun
eğlenceli : eğlence with,entertaining,amusing
eğlencen : eğlence your
eğmek : to tilt,to bend
eş : wife,partner
eşi : eş his,spouse
eşi benzeri yok : extraordinary,unique
eşsiz : eş without,unmatched,unique
fakat : but,yet
fanus : bell glass
fanusla : fanus with
fanustan : fanus abl
fanusu : fanus acc
fanusun : fanus your,his
fare : mouse,rat
farenin : fare gen,your gen
fark : difference
fark etmek : to distinguish,to pick out,to notice
farklı : different
farklı kılmak : make different
farklıdır : farklı 3 pres
farkı : fark acc,his
farkında : fark your,his loc,aware,conscient
farkında olmak : to be aware of,to realize
farkındaydım : farkında 1 past
fazla : much, many
felaket : disaster
felaketi : felaket acc
fena : evil,foul
fener : lantern
fenerci : lamplighter
fenerciler : fenerci pl
fenercilerin : fenerci pl gen,your
fenercinin : fenerci gen,your
fenerciyi : fenerci acc
feneri : fener his,acc
fenerimi : fener my acc
fenerin : fener gen,your
fenerini : fener your,his acc
fenerinizi : fener your(pl) acc
fenerlerini : fener pl your,his,their acc
ferah : spacious,happiness,ease,relief
fes : fez,tarboosh
fide : seeding
fidelerine : fide pl his dat
fidenin : fide gen
fideyi : fide acc
fikir : thought, idea, opinion
fikirde : fikir loc
fikri : fikir acc
fil : elephant
filan : so-and-so, and such like
fili : fil acc
filân : so an so
fırladım : fırlamak 1 past
fırlamak : to spring, to pop out, to fly out
fırsat : opportunity
fırsatı : fırsat acc
fırsatını : fırsat his acc
fıskiye : fountain
galiba : probably,presumably
garip : bizarre,strange
gece : night
geceleri : gece pl acc,nights,evenings
geceleyin : gece period, at night
gecenin : gece gen
geceyi : gece acc
gecikmek : to be late,to delay
geciktiniz : gecikmek 2 pl past
gel : gelmek 2 imp
geldi : gelmek 3 past
geldin : gelmek 2 past
geldiği : gelmek past part his,acc
geldiğim : gelmek past part my
geldiğimde : gelmek past part my loc
geldiğin : gelmek past part gen,your
geldiğinde : gelmek past part your,his loc
geldiğini : gelmek past part your,his acc
geldiğinizde : gelmek past part your(pl) loc
gelebilir : gelmek can 3 pres
geleceksen : gelmek 2 cond fut
geleceğim : gelmek 1 fut
gelemezdi : gelmek 3 cannot past ao
gelen : gelmek pres part,incoming
geleni : gelen acc
gelince : with regard,regarding
gelincik : poppy
gelincikler : gelincik pl
gelip : gelmek and
gelip geçici : transient,passing,ephemeral
gelir : gelmek 3 ao, income,revenue
gelirse : gelmek 3 cond ao
gelirsen : gelmek 2 cond ao
geliyor : gelmek 3 pres cont
geliyordu : gelmek 3 past cont
geliyordum : gelmek 1 past cont
geliyordun : gelmek 2 past cont
geliyorlar : gelmek 3 pl pres cont
geliyorsun : gelmek 2 pres cont
geliyorum : gelmek 1 pres cont
geliş : coming,arriving
gelişim : geliş my,progress,improvement
gelişimin : gelişim gen
gelme : gelmek 2 neg imp,arrival,coming
gelmedi : gelmek 3 neg past
gelmek : to come, to turn up,to tolerate
gelmemeliydin : gelmek 2 neg nec past
gelmen : gelmek 2 neg ao,gelme your
gelmeyen : gelmek neg pres part
gelmez : gelmek 3 neg ao
gelmiş : gelmek past part
gelmişti : gelmek 3 past perf
gelse : gelmek 3 cond pres
gemi : vessel,ship
gemilerin : gemi pl gen,your
genel : general,overall
genellik : generality,publicness
genellikle : genellik with,usually,generally
general : general
generalime : general my dat
generalin : general gen,your
geniş : large,broad,wide
genç : young
gerek : need,concern
gerek duymak : to have need for
gereken : gerekmek pres part,necessary,necessity,the thing
gerekeni : gereken acc,his
gerekenleri : gereken their
gerekir : gerekmek 3 ao
gerekirse : gerekmek 3 cond ao
gerekli : necessary
gerekli olmak : to require,to need
gerekmek : to be necessary,to be required,to have to
gereksinim : necessity,requirement
gereksinimlerimle : gereksinim pl my with
gereksiz : unnecessary
gerektiğini : gerekmek past part his,your acc
geri : back,behind
geride : geri loc
geriye : geri dat
gerçek : true, real,truth
gerçek olmayan : unreal,imaginary
gerçekle : gerçek with,with truth
gerçeklerden : gerçek pl abl
gerçekte : gerçek loc,actually,in fact
gerçekten : gerçek abl,really,indeed
gerçekçi : realistic
gerçeğe : gerçek dat
gerçeği : gerçek acc,his
gerçi : though, yet
getiren : getirmek pres part
getirerek : getirmek by
getirilemeyecek : getirilmek cannaot fut part
getirilmek : to be brought to
getiriyordu : getirmek 3 past cont
getirme : introduction,brininging
getirmeden : getirmek without
getirmek : to bring
getirmesini : getirme his acc
getirmezse : getirmek 3 neg cond ao
gevşemek : to unwind,to relax
gevşemeyecekse : gevşemek 3 neg fut cond
gevşetme : relaxation
gevşetmek : to loosen,to relax
gevşetmeye : gevşetme dat
gevşettim : gevşetmek 1 past
gezecek : gezmek fut part
gezegen : planet
gezegencik : gezegen dim
gezegende : gezegen loc
gezegendeki : gezegen loc that
gezegenden : gezegen abl
gezegendi : gezegen 3 past
gezegene : gezegen dat
gezegeni : gezegen acc,his
gezegenim : gezegen my
gezegenimde : gezegen my loc
gezegenimdeki : gezegen my loc that
gezegenimin : gezegen my gen
gezegenin : gezegen gen,your
gezegeninde : gezegen your,his loc
gezegeninden : gezegen your,his abl
gezegenine : gezegen your,his dat
gezegenini : gezegen your,his acc
gezegeniniz : gezegen your(pl)
gezegenlerde : gezegen pl loc
gezegenlerden : gezegen pl abl
gezegenlerinin : gezegen pl your,his,their gen
gezgin : traveler,passenger,voyager
gezginin : gezgin gen,your
gezginler : gezgin pl
gezginlerden : gezgin pl abl
gezginleri : gezgin pl acc,his
gezginsin : gezgin 2 pres
gezi : tour,travel
gezip : gezmek and
gezmek : to travel,to roam,to ramble
geçen : geçmek pres part,passed,passing
geçenleri : geçen pl his,their
geçer : geçmek 3 ao
geçerken : geçmek ao when
geçerler : geçer 3 pl ao
geçici : transient,temporary
geçip : geçmek and
geçirdiğim : geçirmek past part my
geçirebiliyordum : geçirmek 1 can past cont
geçirirken : geçirmek ao when
geçirmek : to spend, to cross,to put
geçmeden : geçmek without
geçmedi : geçmek 3 past
geçmek : to pass
geçmiyor : geçmek 3 neg pres cont
geçmiş : history,past
geçmişinin : geçmiş his gen
geçmişiz : geçmek 1 pl past dub
geçmişti : geçmek 3 past perf
geçti : geçmek 3 past
geçtiğini : geçmek past part his acc
gibi : like
gibidir : gibi 3 pres
gibiler : gibi pl
gibisiniz : gibi 2 pl pres
gibiydi : gibi 3 past
gibiydim : gibi 1 past
gibiyim : gibi 1 pres
gidebilir : gitmek can 3 pres
gideli : gitmek since
gidelim : gitmek 1 pl sub pres
gidemez : gitmek cannot 3 ao
gider : gitmek 3 ao
giderdi : gitmek 3 past ao
giderek : gitmek by,by degrees,gradually
giderici : corrector,eliminator
giderken : gitmek ao when
giderler : gitmek 3 pl ao
giderlerdi : gitmek 3 pl past rep
gidermek : to remove,to stop
gideyim : gitmek 1 subj pres
gidip : gitmek and
gidiyor : gitmek 3 pres cont
gidiyordu : gitmek 3 past cont
gidiyorlar : gitmek 3 pl pres cont
girmek : to enter
girmemiş : girmek neg past part
git : gitmek 2 imp
gitme : passing,gitmek 2 neg imp
gitmek : to go,to get on
gitmelerini : gitme pl their acc
gitmemi : gitme my acc
gitmeye : gitme dat
gitmişti : gitmek 3 past perf
gitse : gitmek 3 cond ao
gitti : gitmek 3 past
giyinen : giyinmek pres part
giyinme : dressing
giyinmek : to dress,to put on
giyinmesini : giyinme his acc
giyiyor : giymek 3 pres cont
giymek : to wear
giysi : clothing, clothes
giysilerinin : giysi pl his gen
giysiyle : giysi with
giz : secret,mystery
gizemli : mysterious,mystical
gizini : giz his acc
gizlemek : to hide
gizlenmek : to hide,to conceal
gizlenmiş : gizlenmek 3 past part
gizlerini : giz pl his acc
gizleyemeyip : gizlemek cannot and
gizliyor : gizlemek 3 pres cont
golf : golf
golften : golf abl
gonca : bud
goncası : gonca his
granit : granite
granitten : granit abl
gurur : pride
gururla : gurur with,proudly
gururlandıracaktı : gururlandırmak 3 past fut
gururlandırmak : to do someone proud
gururlanmak : to pride oneself on, to be proud
gururlanıyordu : gururlanmak 1 past cont
gururlu : proud
gururluydu : gururlu 3 past
gök : sky
gök gürlemesi : thunder
gök gürültüsü : thunder
gökbilim : astronomy
gökbilimci : astronomer
gökbilimcileri : gökbilimci pl acc
gökbilimi : astronomy acc
gökyüzü : sky
gökyüzünde : gökyüzü loc
gökyüzündeki : gökyüzü loc that
gökyüzünden : gökyüzü abl
gökyüzüne : gökyüzü dat
gömü : buried treasure
gömülmek : to sink,to dive
gömülü : embedded,buried
gömülüvermişti : gömülmek 3 suddenly past perf
gönderirim : göndermek 1 ao
gönderiyorum : göndermek 1 pres cont
göndermek : to dispatch,to send
göndermiş : göndermek past part dub
gönlüm : gönül my
gönlümce : gönül my according to
gönül : heart,desire
gördü : görmek 3 past
gördüklerinden : görmek past part their abl
gördüm : görmek 1 past
gördün : görmek 2 past
gördün mü : here you are
gördüğü : görmek past part acc
gördüğüm : görmek past part my
gördüğünde : görmek past part your,his loc
göre : according to
görebilir : görmek 3 can pres
göreceksin : görmek 2 fut
göreceksiniz : görmek 2 pl fut
göremedi : görmek 3 canot past
göremediğimiz : görmek cannot past part our
görememe : görememe verb noun
görememek : to fail to see
görememesine : görememe his dat
görememişti : görmek 3 neg past perf
görememiştim : görmek 1 neg past perf
göremez : görmek 3 cannot ao
göremiyorum : görmek 1 neg pres cont
görev : duty,task
görevine : görev his,your dat
görevlerini : görev pl your,his acc
göreyim : görmek 1 sub pres
görkem : glory,splendor
görkemli : görkem with,magnificent
görme : sight,vision,seeing
görmedim : görmek 1 neg past
görmediği : görmek neg past part his,acc
görmek : to see
görmeliyim : görmek 1 nec pres
görmemişti : görmek 3 neg part perf
görmesi : görme his
görmesini : görme his acc
görmeye : görme acc
görmez : görmek 3 neg ao
görmüş : görmek 3 past part dub
görmüştü : görmek 3 past perf
görmüştüm : görmek 1 past perf
görseydi : görmek 3 cond past
görsünler : görmek 3 pl imp
görülebilecek : görülmek can fut part
görülme : sighting
görülmedi : görülmek 3 neg past
görülmek : to be seen
görülmesi : görülme his
görülmeye : görülme dat
görülmeyen : görülmek neg pres part
görülmeyendir : görülmek neg pres part 3 pres
görülmüyor : görülmek 3 neg pres cont
görün : görmek 2 pl imp
görünce : germek when past
görünen : görünmek pres part,visible, seeable
görünenler : görünen pl
görünmek : to seem, to appear
görünmüyormuş : görünmek 3 neg past cont dub
görüntü : image
görünüm : view, outlook
görünümleri : görünüm pl acc
görünümü : görünüm acc
görünüyorsunuz : görünmek 2 pl pres cont
görünüş : aspect, look
görünüşü : görünüş acc
görünüşünü : görünüş your,his acc
görüp : görmek and
görürler : görmek 3 pl ao
görürüm : görmek 1 ao
görürüz : görmek 1 pl ao
görüyor : görmek 3 pres cont
görüyorsun : görmek 2 pres cont
görüyorsunuz : görmek 2 pl pres cont
görüyorum : görmek 1 pres cont
gösterdi : göstermek 3 past
gösterdim : göstermek 1 past
gösterdiğinde : göstermek past part his loc
gösterebilirim : göstermek 1 can pres
gösteremedim : göstermek 1 cannot past
gösteremem : göstermek 1 cannot pres
gösterici : demonstrator,indicator
gösterilme : designation
gösterilmek : to be viewed
gösterilmesiydi : gösterilme his 3 past
gösterince : göstermek when past
gösterir : göstermek 3 ao
gösteriyordu : göstermek 3 past cont
gösterme : göstermek verb noun,showing,display
göstermek : to show, to display
göstermeliydim : göstermek 1 nec past
göstermeye : gösterme dat
gösterse : göstermek 3 cond ao
götürebileceğinden : götürmak can fut part your,his abl
götürebilirim : götürmek 1 can pres
götüreceğin : götürmek fut part your
götürmek : to carry,to take away
gövde : body,trunk
gövdesini : gövde his acc
gövdeyi : gövde acc
göz : eye
göz kulak olmak : to look after,to watch over
göze : göz dat
göze almak : to face,to afford,to risk
gözle : göz with
gözlem : observation
gözlem yapmak : observe,make an observation
gözler : göz pl
gözlerimi : göz pl my acc
gözlerine : göz pl your,his dat
gözlerini : göz pl your,his,their acc
gözyaşları : gözyaş pl acc
gözyaşlarına : gözyaş pl your,his dat
gözyaşı : göz yaşı tear
gözyaşını : gözyaşı acc
gözüken : gözükmek pres part
gözükmek : to seem,to appear
gözükmüyordu : gözükmek 3 neg past cont
gözüktün : gözükmek 2 past
gözümün : göz my gen
göç : migration
göç etmek : to migrate,to immigrate
göğsü : göğüs acc,his
göğüs : breast
gücenik : hurt,offended,angry
gücü : güç his
gül : rose
gülde : rose loc
güldü : gülmek 3 past
güldürdü : güldürmek 3 past
güldürmek : to make someone laugh
güldürür : güldürmek 3 ao
güldüğünü : gülmek past part your acc
gülen : gülmek pres part,laughing
güler : gülmek ao
güler yüzlülük : geniality
güller : gül pl
güllere : gül pl dat
gülleriz : gül pl 1 pl pres
güllerle : gül pl with
gülme : gülmek verb noun,laugh
gülmek : to laugh
gülmesini : gülme his acc
gülmeye : gülme dat
gülmüş : gülmek past part,gül 3 past dub
gülü : gül acc,his
gülümden : gül my abl
gülüme : gül my dat
gülümsedi : gülümsemek 3 past
gülümseme : smile
gülümsemek : to smile
gülümsemeyle : gülümseme with
gülün : gül gen,your
gülünden : gül your,his abl
gülünç : laughable
gülünü : gül your,his acc
gülünün : gül your gen
gülüyor : gülmek 3 pres cont
gülüş : laugh,laughter
gülüşleri : gülüş their
gülüşünü : gülüş your,his acc
gün : sun, daytime, day
gün batımı : sunset
gün bitimi : end of day
günaydın : good morning
günbatımlarını : günbatımı pl acc
günbatımı : sunset
günbatımını : günbatımı acc
günde : gün loc
gündüz : daytime
gündüzleri : gündüz pl acc
gündüzün : gündüz gen
güne : gün dat
güney : south
güneş : sun
güneşe : güneş dat
güneşin : güneş gen
güneşle : güneş with
günler : gün pl
günlerce : day after day,for days
günlerden : gün pl abl
günlerdir : gün pl 3 pres
günlerindeki : gün his pl loc
günü : gün acc
günün : gün gen
gürleme : rumbling,rolling
gürlemesini : gürleme his acc
gürültü : rumble,noise
gürültüsünü : gürültü his acc
güvence : guarantee,assurance
güvencede : güvence loc,safe,secure
güvendiğinizi : güvenmek past part your(pl) acc
güvenmek : to rely on,to trust
güzel : beautiful
güzellik : beauty
güzelliğinin : güzellik your,his gen
güzelsin : güzel 2 pres
güzelsiniz : güzel 2 pl pres
güç : strength,power,difficult,hard
güçleşir : güçleşmek 3 ao
güçleşmek : to grow difficult
güçlü : strong,powerful
güçlük : difficulty
güçlükle : güçlük with
güçlüyüm : güçlü 1 pres
güçsüz : weak
güçsüzsün : güçsüz 2 pres
ha : huh, well
haber : news,report
hafif : light,mild,slight
hafifledi : hafiflemek 3 past
hafiflediğinde : hafiflemek past part your loc
hafiflemek : to slack,to subside,to relax
hafifletir : hafifletmek 3 ao
hafifletmek : to ease,to relieve
hafifçe : feebly, lightly
hafta : week
haftada : hafta loc
haftalık : hafta weekly, lasting ... weeks
hah : ah
hak : right, justice
hak etmek : to deserve
hakkım : hak my
hakkında : hak your,his loc,about, on
hakkındaki : hakkında that
haklı : hak with,correct, just, true
haklıydım : haklı 1 past
haksız : unjust,unfair
haksızlık : injustice
haksızlık etmek : to do wrong,to be unfair
hal : hâl, state, position
halde : hal loc
halim : hal my
halinde : hal his loc,in case of
haline : hal your,his dat
halk : folk,people
halkı : halk his,acc
halkınıza : halk your(pl) dat
hangi : which
hangisi : hangi his,whichever, which one
hangisinin : hangisi gen
hani : you remember,actually,well,so where's
hap : pill
haplar : hap pl
haplarla : hap pl with
harcadığım : harcamak past part my
harcamak : to spend,to use
harcamayın : harcamak 2 neg imp
harcamış : harcamak past part dub
hareket : motion,play
hareket etmek : to act,to move
hareketlerle : hareket pl with
hareketsiz : hareket without
hareketten : hareket abl
harika : wonder,fantastic
hasta : ill, sick
hata : error, fault, mistake
hatam : hata my
hatamdır : hata my 3 pres
hatta : even,very
hatır : memory,mind
hatırladım : hatırlamak 1 past
hatırlamak : to remember
hatırlatacak : hatırlatmak 3 fut
hatırlatmak : to remind,to recall
hatırlattı : hatırlatmak 3 past
hatırlayanlara : hatırlamak pres part pl dat
hatırlıyor : hatırlamak 3 pres cont
hatırlıyorsun : hatırlamak 2 pres cont
hatırım : hatır my
hava : air
hayal : imagination,dream
hayal gücü : imagination
hayal kırıklığı : disappointment
hayaline : hayal your,his dat
hayallerle : hayal pl with
hayat : life
hayatta : hayat loc,alive
hayatım : hayat my
haydi : ok,come on
haykırdı : haykırmak 3 past
haykırmak : to shout out
hayran : admirer,fan
hayranlarım : hayran pl my
hayranlık : admiration,worship
hayranlık duymak : to admire
hayranlığını : hayranlık his,your acc
hayranım : hayran my
hayvan : animal,beast
hayvanlar : hayvan pl
hayvanlara : pl dat
hayvansın : hayvan 2 pres
hayvanı : hayvan acc
hayır : no, nope
hazine : treasure
hazinenin : hazine your gen
hazinesini : hazine his acc
hazır : prepared,ready
hazırlamak : to prepare
hazırlanmak : to get ready,to prepare oneself
hazırlanmıştı : hazırlanmak 3 past perf
hazırlarken : hazırlamak ao when
hazırlık : preparation
hazırlığının : hazırlık your,his gen
hele : especially
hem : and also
hem de : besides,also
hemen : immediately, without delay
henüz : yet,scarecly
hep : always, all the time,all
hepimiz : hep our,all of us
hepsi : all,total
hepsine : hepsi dat
hepsini : hepsi acc
hepsinin : hepsi gen
her : every, all
her zaman : always,forever
herhalde : in any case,doubtless,presumably
herhangi : whichever,any
herkes : everybody
herkesin : herkes gen
herkesten : herkes abl
hesabı : hesap acc,his
hesap : calculation,account
hesaplamak : to calculate
hesaplamışlar : hesaplamak 3 pl past dub
heves : wish, inclination
hevesimi : heves my acc
hey : hey
heybet : majesty
heybetli : heybet with,majestic
heyecan : excitement, thrill
heyecanla : heyecan with,excitedly
hissederim : hissetmek 1 ao
hissediyor : hissetmek 3 pres cont
hissediyordum : hissetmek 1 past cont
hissetmek : to feel
hissettim : hissetmek 1 past
hiç : no, ever, any
hiç de : at all
hiç kimse : anybody,nobody
hiçbir : no, any
hiçbir ilgisi olmamak : not have anything to do with
hiçbir zaman : never
hoş : nice,pleasing
hoş gelmek : to take a fancy to
hoşgörülü : tolerant, decent
hoşlanacaklardır : hoşlanmak 3 pl fut 3 pres
hoşlanmak : to like,to be pleased with
hoştu : hoş 3 past
hoştur : hoş 3 pres
hoşça : nicely,enjoyably
hoşça kal : goodbye
huzur : tranquility,peace,presence
huzurunda : huzur his,your loc
hâla : still
hâlâ : still
hüzün : sadness
hüzünlü : hüzün with,sad
hımm : hum
hımmm : hum
hız : velocity,speed
hızla : raplidly,quickly
hızlı : rapid,speedy,quick
hıçkırık : sob,hiccup
hıçkırıklara : hıçkırık pl dat
ihmal : omission,neglect,negligence
ihmal edilmek : to be neglected
ihmal etmek : to ignore,to neglect
iki : two
ikide : iki loc
ikide bir : very frequently,constantly
ikimize : iki our dat
ikinci : second
ikincisi : ikinci his
ikisi : iki his,the two
ile : with
ile ilgili : related to
ilgi : attention, interest, relation
ilgi çekici : interesting,absorbing
ilgilenmek : to be intererested,to take care of
ilgili : ilgi with,related, concerned
ilginç : interesting,absorbing
ilginç gelmek : to interest,to sound interesting
ilginçti : ilginç 3 past
ilgisi : ilgi his
ilgisini : ilgi his acc
ilgiyle : ilgi with,curiously
ilişki : relationship, intercourse
ilişkilerim : ilişki pl my
ilk : first
ilke : principle,element
ilkelerime : ilke pl my dat
ilki : ilk his
ilkin : firstly,at first
ilkinde : ilkin loc
inanmak : to believe
inanmazlar : inanmak 3 pl neg ao
inanmıyorum : inanmak 1 neg pres cont
inanılmak : to be believed
inanılmaz : inanılmak 3 neg ao,unbelievable,incredible
inanırlar : inanmak 3 pl ao
inanıverirler : inanmak suddenly 3 pl ao
ince : thin, slim, kind
incecik : very thin
inceledi : incelemek 3 past
inceleme : incelemek verb noun,examination
incelemek : to examine, to investigate
incelemeye : inceleme dat
incelik : fineness,grace
inceliği : incelik his,acc
indin : inmek 2 past
indirme : reduction,lowering,setdown
indirmek : to lower,to make down
indirmeniz : indirme your(pl)
indiğim : inmek past part my
iniveriyordum : inivermek 1 past cont
inivermek : come down
iniş : landing,descent
iniş yapmak : to land
inledi : inlemek 3 past
inlemek : to groan,to moan
inmek : to go down
inmiştim : inmek 1 past perf
insan : man,human
insanlar : insan pl
insanları : insan pl acc
insanların : insan pl gen,your
insanlarında : insan pl your,his loc
insanlık : mankind,humanity
insanlığı : insanlık acc,his
insanı : insan acc,his
insanım : insan my,1 pres
insanın : insan gen,your
ip : string,rope
ipek : silk
ipi : ip acc,his
ise : if,as for
isim : name
isimleri : isim pl their
iskemle : chair
iskemleni : iskemle your acc
iskemlesini : iskemle his acc
istedi : istemek 3 past
istedikleri : istemek past part pl his,their acc
istediklerini : istemek past part pl your,his acc
istedin : istemek 2 past
istediğim : istemek past part my
istediğin : istemek past part your,gen
istediğini : istemek past part your,his acc
istediğiniz : istemek past part your(pl)
istemediğim : istemek past part my
istemek : to want
istemeli : istemek 3 nec pres
istemem : istemek 1 neg ao
istememiştim : istemek 1 neg past perf
istemeyebileceğini : istemek can fut part his acc
istemeyin : istemek 2 pl neg imp
istemez : istemek 3 neg ao
istemiyordu : istemek 3 neg past cont
istemiyorum : istemek 1 neg pres cont
ister : istemek 3 ao, requirement
ister istemez : unavoidably
isterdim : istemek 1 ao past
isterim : istemek 1 ao
isteriz : istemek 1 pl ao
isterler : istemek 3 pl ao
istersem : istemek 1 cond pres
istersen : istemek 2 cond pres
isteyeceksin : istemek 2 fut
istiyor : istemek 3 pres cont
istiyordu : istemek 3 past cont
istiyordum : istemek 1 past cont
istiyorlarsa : istemek 3 pl cond pres cont
istiyormuş : istemek 3 past cont dub
istiyorsa : istemek 3 cond pres
istiyorsam : istemek 2 cond pres
istiyorsan : istemek 2 cond pres
istiyorsanız : istemek 2 pl cond pres
istiyorsun : istemek 2 pres cont
istiyorum : istemek 1 pres cont
isyan : insurrection,riot,revolt
itiraf : admission,confession
iyi : good
iyice : well,fairly good,quite
iyidir : iyi 3 pres
iz : trace,track
izin : allowance,permit
izin vermek : to allow,to permit
izledim : izlemek 1 past
izlediğinde : izlemek past part his,your loc
izleme : watching
izlemek : to watch,to follow
izlemeye : izleme dat
izlemiş : izlemek 3 past dub
izlemişti : izlemek 3 past perf
izlenim : impression
izlenimlerini : izlenim pl his acc
izlerimin : iz pl my gen
izleyebilirdi : izlemek 3 can past ao
izleyebilirsin : izlemek 2 can ao
izleyemeyeceğinden : izlemek cannot fut part your,his abl
izliyor : izlemek 3 pres cont
iç : inside
içecek : içmek fut part,beverage
içen : içmek pres part,drinking
içerden : içer abl,from the inside
içeri : in,inside
içerken : içmek ao when
içi : iç acc
içim : sip,sup,drink,iç my
içimdeki : iç my loc that
içimden : iç my abl
için : for, in order to
içinde : in, within
içindeki : in that
içinden : within,through
içine : için dat,into
içine çekmek : to absorb,to suck up
içini : iç his acc
içini çekmek : to sigh
içinin : iç his gen
içiyordum : içmek 1 past cont
içiyorsunuz : içmek 2 pl pres cont
içiyorum : içmek 1 pres cont
içme : drinking
içmek : to drink
içmem : içme my
içten : iç alb,candid,frank
içtenlik : sincerity,frankness
içtenlikle : içtenlik with,faithfully,sincerely
içtim : içmek 1 past
içtiğim : içmek past part my
içtiğimiz : içmek past part your
iğne : needle
iş : work, job
iş işten geçmek : for it to be too late to do anything about something
işadamı : businessman
işadamına : işadamı dat
işadamıydı : işadamı 3 past
işbaşı : the time at which the day's work starts
işbaşında : on the job
işbaşındaydı : işbaşında 3 past
işe : iş dat
işe yaramak : to work,to be useful
işi : iş acc,his
işim : iş my
işime : iş my dat
işimi : iş my acc
işine : iş your,his dat
işinin : iş your,his gen
işinin başına dönmek : to get on work
işle : iş with
işlemek : to process,to handle,to imprint
işler : iş pl
işlerden : iş pl abl
işleri : iş pl acc
işlerim : iş pl my
işliyorum : işlemek 1 pres cont
işte : iş loc,ta-da, presto, voila,here it is
işten : iş abl
işti : iş 3 past
jimnastik : gymnastics,exercise
kabarmak : to swell,to expand
kabarıyor : kabarmak 3 pres cont
kabuk : shell
kabul : assent,admittance,acceptance
kabul etmek : to approve,to admit
kabul görmek : to be accepted
kabuğu : kabuk his,acc
kadar : amount, as far as, till
kadarını : kadar your,his acc
kafa : head, mind
kafama : kafa my dat
kafamda : kafa my loc
kafamı : kafa my acc
kafamın : kafa my gen
kafanız : kafa your(pl)
kafası : kafa his
kafası karışmak : to be confused
kaftan : kaftan,robe
kaftanının : kaftan your,his gen
kaftanıyla : kaftan with
kahkaha : laughter
kahkahalarla : kahkaha pl with
kahkahayı : kahkaha acc
kahvaltı : breakfast
kal : kalmak 2 imp
kala : before reaching
kalacaksın : kalmak 2 fut
kalakaldım : kalakalmak 1 past
kalakalmak : to be left open-mouthed,to be dumbfounded, to be extremely surprised
kalakalmış : kalakalmak past part
kalakalmıştı : kalakalmak 3 past perf
kalamayacağım : kalmak 1 cannot fut
kalan : kalmak pres part,rest,remainder
kaldı : kalmak 3 past
kaldıramayacağımı : kaldırmak cannot fut part my acc
kaldırdı : kaldırmak 3 past
kaldırma : removal,lifting,raising
kaldırmak : to lift up
kaldırmak : to raise,to life,to remove,to take away
kaldırmalarına : kaldırma their dat
kaldırılmak : to be lifted,to go
kaldırılmalıymış : kaldırılmak 3 nec past
kaldığımdan : kalmak past part my abl
kale : fort, castle
kalem : pen
kalemle : kalem with
kalkarsa : kalkmak 3 cond ao
kalkmak : to go up,to stand up
kalksa : kalkmak 3 cond pres
kalktı : kalkmak 3 past
kalkıp : kalkmak and
kalkışmak : to attempt
kalma : staying
kalmadı : kalmak 3 neg past
kalmak : to stay,to be
kalmama : kalma my dat
kalmamıştı : kalmak 3 neg past perf
kalmıyor : kalmak 3 neg pres cont
kalıcı : lasting,permanent
kalım : survival
kalımdı : kalım 3 past
kalın : thick
kalınlık : thickness
kalınlığın : kalınlık your,gen
kalıntı : residual,ruins
kalıntısı : kalıntı his
kalırdık : kalmak 1 pl past rep
kalırım : kalmak 1 ao
kanıt : evidence,proof
kanıtlar : kanıt pl
kanıtıdır : kanıt his 3 pres
kapadım : kapamak 1 past
kapak : lid,cap,cover
kapamak : to close
kapamıştı : kapamak 3 past perf
kapatma : closure,sealing
kapatmak : to close down,to shut
kapatmayı : kapatma acc
kapatıyor : kapatmak 3 pres cont
kapağını : kapak your,his acc
kapilmak : to be possessed with,to sink into
kapladıklarını : kaplamak past part pl their acc
kaplamak : to cover,to envelop
kaplamıyorlar : kaplamak 3 pl pres cont
kaplan : tiger
kaplanlar : kaplan pl
kaplanlardan : kaplan pl abl
kaplanların : kaplan pl gen
kaplarlar : kaplamak 3 pl ao
kaplı : covered,coated
kaplıydı : kaplı 3 past
kaptırmak : to get (a part of one's body) caught in (a machine)
kaptırmıştım : kaptırmak 1 past perf
kapıldım : kapilmak 1 past
kapılmış : kapilmak past part
kar : snow
karanlık : darkness
karanlığın : karanlık gen
karar : judgement,decision
karar vermek : to decide
kararlı : karar with,decided,determined
kararmak : to get dark,to blacken
kararıverir : kararmak suddenly 3 ao
kardeş : sibling
kardeşi : kardeş his
kare : squre
kareler : kare pl
karların : kar pl gen
karmakarışık : messy,confused,all mixed up
karışmak : to meddle,to join,to mess
karışmış : karışmak past part dub
karıştırmak : to blend,to stir,to mix
karıştırıyorsun : karıştırmak 2 pres cont
karışık : complex
karşı : opposite,against
karşı karşıya : face to face
karşı karşıya olmak : to face
karşı çıkmak : to object,to protest
karşılayan : karşılamak pres part
karşılaşmak : to meet, come across
karşılaştı : karşılaşmak 3 past
karşılaşırsanız : karşılaşmak 2 pl cond ao
karşılık : response
karşıma : karşı my dat
karşımda : karşı my loc
karşımdaki : karşı my loc that
karşın : karşı your,despite,in spite of,karşın
karşısında : karşı his loc,against
karşıya : karşı dat
katlanma : endurance,bearing
katlanmak : to endure,to bear
katlanmayı : katlanma acc
kavramak : to clutch,to grip
kavrarlarmış : kavramak 3 pl ao dub
kavrayış : understanding, comprehension
kavrayışı : kavrayış his
kavuşmak : to reach, to rejoin
kavuşmamış : kavuşmak neg past part
kaya : rock
kayalar : kaya pl
kayalardan : kaya pl abl
kayaların : kaya pl gen
kayboldu : kaybolmak 3 past
kaybolmak : to get lost
kaybolmuş : kaybolmak past part
kaybolur : kaybolmak 3 ao
kaydırarak : kaydırmak by
kaydırmak : to slide,to shift
kaynak : spring,source
kaynaklanma : origination
kaynaklanmak : to originate,to arise from
kaynaklanmasıydı : kaynaklanma his 3 past
kaynağıdır : kaynak his 3 pres
kaynağım : kaynak my, 1 pres
kaynağına : kaynak your,his dat
kaynağıydı : kaynak his 3 past
kayış : belt,strap
kayışları : kayış pl acc
kaz : goose
kaza : accident
kazandırmak : to cause (someone) to earn, gain or win
kazandırmış : kazandırmak past part dub
kazandırıyor : kazandırmak 3 pres cont
kazanmak : to gain
kazanılmak : to be earned,to be gained
kazanılıyor : kazanılmak 3 pres cont
kazanıyor : kazanmak 3 pres cont
kazaya : kaza dat
kazık : pile,post
kaç : how many
kaçta : kaç loc
kaçık : rather batty,a bit crazy
kaçırmak : to kidnap, to miss,to let (someone) escape
kaçırmış : kaçırmak past part
kaçırınca : kaçırmak when past
kaçırırken : kaçırmak ao when
kaçığın : kaçık gen
kağıdı : kâğıt acc,his
keder : sorrow,sadness
kekeledi : kekelemek 3 past
kekelemek : to stutter,to stammer
kelebek : butterfly
kelebekler : kelebek pl
kelebeklerle : kelebek pl with
kendi : self
kendi halinde : quite,inoffensive
kendi kendine : by onself
kendilerini : kendi pl their,his acc
kendilerinin : kendi pl their gen
kendilik : entity, self, selfhood
kendiliklerinden : kendilik their abl
kendime : kendi my dat
kendimi : kendi my acc
kendine : kendi your,his dat
kendine zaman ayırmak : to make time for oneself
kendine çeki düzen vermek : to adapt oneself to,to gussy up
kendini : kendi your,his acc
kendinize : kendi your pl dat
kendisi : kendi his
kendisinden : kendi his abl
kendisine : kendi his dat
kent : city,town
kentler : kent pl
kentleri : kent pl acc,his
kentlerin : kent pl gen
kervan : caravan
kervanın : kervan gen
kesilen : kesilmek
kesilmek : to be cut,to fall,to be exhausted
kesin : certain,accurate
kesindi : kesin 3 past
kesinlik : precision,accuracy,certainty
kesinlikle : kesinlik with,certainly,absolutely
kestiremedi : kestirmek 3 cannot past
kestirmek : to estimate,to nap
keyfi : keyif acc
keyif : joy, pleasure
kez : time
keşfetmek : to explore,to find out
keşfettin : keşfetmek 2 past
keşfettiği : keşfetmek past part his,acc
keşfettiğini : keşfetmek past part his,your acc
ki : that
kilit : lock
kilitlemek : to lock
kilitlerim : kilitlemek 1 ao
kilo : kilogram
kilometre : kilometer
kim : who,someone
kime : kim dat
kimin : kim gen
kimini : kim your,his acc
kimle : kim with
kimse : somebody
kimsenin : kimse gen
kimseye : kimse dat
kimseyi : kimse acc
kimseyle : kimse with
kimsin : kim 2 pres
kimsiniz : kim 2 pl pres
kindar : vindictive,grudging
kindarlık : vindictiveness,grievance
kindarlıklarından : kindarlık pl their abl
kitaba : kitap dat
kitabı : kitap acc,his
kitabımı : kitap my acc
kitap : book
kitaplar : kitap pl
kitapları : kitap pl acc,his
kitaplarına : kitap pl your,his dat
kitapta : kitap loc
kişi : person
kişilik : personality,for persons
kişinin : kişi gen
kişiye : kişi dat
koca : large
kocaman : enormous,huge
koklamak : to smell
koklamamış : koklamak neg past part dub
koku : ordor,scent,smell
kokularıyla : koku pl his with
kokusu : koku his
kokusunu : koku his acc
kol : sleeve,arm
kolay : easy
koleksiyon : collection
koleksiyonu : koleksiyon his
kollarıma : kol pl my dat
kollarımda : kol pl my loc
kollarımdaki : kol pl my loc that
kollarını : kol pl your,his acc
komik : funny,comic
konmak : to perch, to happen to have
konmamış : konmak neg past part
konu : topic, subject, issue
konuları : konu pl acc
konulmak : be imposed
konulmuş : konulmak past part
konunun : konu gen
konusu : konu his
konusunda : konu his loc, about
konuvermişti : konmak 3 suddenly past perf
konuyu : konu acc
konuşalım : konuşmak 2 pl pres
konuşma : speech
konuşmadan : konuşmak without
konuşmak : to speak, to talk
konuşmalarımız : konuşma pl our
konuşmamızı : konuşma our acc
konuşmanın : konuşma gen,your gen
konuşmaya : konuşma dat
konuştu : konuşmak 3 past
konuşuyorsun : konuşmak 2 pres cont
koparmak : to pluck
kopartacağım : kopartmak 1 fut
kopartmak : to break off,to jab out
koparıp : koparmak and
korkacağım : korkmak 1 fut
korkarım : korkmak 1 ao
korkmadıklarını : korkmak neg past part their acc
korkmak : to fear, to be afraid
korkmam : korkmak 1 neg ao
korkmuyorum : korkmak 1 neg pres cont
korkmuş : korkmak past part dub
korktuğu : korkmak past part his
korkulu : frightening,fearful
korkunç : scary, terrible
korkup : korkmak and
korkuyordu : korkmak 3 past cont
korkuyorsun : korkmak 2 pres cont
korumak : to preserve,to protect
koruyacak : korumak fut part
koruyucu : protector
koruyucusunu : koruyucu his acc
koskoca : huge, very big
kova : bucket
kovalamak : to pursue,to chase
kovalamıyorlar : kovalamak 3 pl neg pres cont
kovalıyorlar : kovalamak 3 pl pres cont
kovayı : kova acc
koydum : koymak 1 past
koyduğum : koymak past part my
koymak : to put,to begin
koyuldu : koyulmak 3 past
koyuldum : koyulmak 1 past
koyulmak : to set out,to start
koyulmalıyım : koyulmak 1 nec pres
koyulmuştum : koyulmak 1 past perf
koyulurken : koyulmak ao when
koyuluyorlardı : koyulmak 3 pl past cont
koyun : sheep
koyuna : koyun dat
koyunlar : koyun pl
koyunlarla : koyun pl with
koyunları : koyun pl acc,his
koyunların : koyun pl gen,your
koyunu : koyun acc,his
koyunum : koyun my
koyunun : koyun gen,your
koyununa : koyun your,his dat
koyununu : koyun your,his acc
koyununun : koyun your,his gen
koyup : koymak and
koç : ram
koşul : condition
koşullar : koşul pl
koşulların : koşul pl gen,your
kral : king
kraldan : kral abl
kraliyet : kingdom,royal
krallar : kral pl
kralları : kiral pl acc,his
krallık : kingdom,kingship,realm
krallığımın : krallık my gen
krallığına : krallık your,his dat
kralı : kral acc,his
kralım : kral my
kralın : kral gen,your
kralısınız : kral his 2 pl pres
kravat : necktie
kravattan : kravat abl
kucak : bosom,arms
kucağıma : kucak my dat
kul : subject,servant
kulak : ear
kulak asmak : to pay heed to,to mind,to lend an ear
kulakları : kulak pl his
kulaklarımda : kulak pl my loc
kulaklarımdaydı : kulaklarımda 3 past
kuldu : kul 3 past
kullanabilir : kullanmak can 3 pres
kullanmak : to use
kullanılma : kullanılmak verb noun
kullanılmak : to be used
kullanılmaya : kullanılma dat
kullanılmaya hazır : at the ready
kullanıyordu : kullanmak 3 past cont
kulübe : hut,cabin
kulübesini : kulübe his acc
kum : sand
kuma : kum dat
kumda : kum loc
kumlardan : kum pl abl
kumların : kum pl gen
kumru : collared dove,pigeon
kumrular : kumru pl
kumun : kum gen
kupkuru : bone-dry
kural : rule,order
kuralımı : kural my acc
kurduran : kurdurmak pres part
kurdurmak : to cause (someone) to found or establish (something)
kurmak : to set up,to install
kurtarmak : to recover,to rescue
kurtulmak : to get rid of
kurtuluş : salvation,release
kurulmak : to be built,to be established
kurulmuştu : kurulmak 3 past perf
kurşunkalem : pencil
kurşunkaleminin : kurşunkalem your,his gen
kutbu : pole
kutu : box
kutuların : kutu pl gen
kutunun : kutu gen,your gen
kutusu : kutu his
kutuyu : kutu acc
kuytu : nook,corner
kuytularında : kuytu pl his loc
kuyu : well
kuyular : well pl
kuyuları : well pl his,acc
kuyularına : well pl your,their,his dat
kuyunun : well gen,your
kuyusu : well his
kuyuyu : well acc
kuzey : north
kuş : bird
kuşku : doubt,suspicion
kuşkularım : kuşku pl my
kuşun : kuş gen,your
kâğıda : kâğıt dat
kâğıt : paper
kök : root
kökleri : kök pl acc,their
kökleriyle : kök pl their with
kör : blind
kötü : evil,bad
köy : village
köyün : köy gen
köşe : edge,corner
köşe bucak : every nook and cranny
köşesinde : köşe his loc
kürk : fur
kürklü : furry
kürküyle : kürk his with
küçücük : tiny
küçük : small, little
küçüklerden : küçük pl abl
küçükleriydi : küçük their 3 past
küçüktüm : küçük 1 past
küçüktür : küçük 3 pres
küçülmek : to shrink,to decrease
küçülüp : küçülmek and
küçümsemek : to be little,to underestimate
küçümserdi : küçümsemek 3 past rep
kılan : kılmak pres part
kılmak : to make,to do
kılmış : kılmak 3 past dub
kımıldamak : to move slightly
kımıldayamadım : kımıldamak 1 cannot past
kımıldayamaz : kımıldamak 3 cannot pres
kınama : censure,condemnation,reproach
kınamak : to condemn,to reproach
kınamayın : kınama 2 neg imp
kıpkırmızı : bright red,fiery
kıpkırmızıydı : kıpkırmızı 3 past
kırdıklarından : kırmak past part their abl
kırk : forty
kırmak : to break, to hurt
kırmızı : red
kırmıştı : kırmak 3 past perf
kırıklık : weakness,brokenness
kırıklığına : kırıklık your,his dat
kırılmak : to break, to become broken
kırılmıştı : kırılmak 3 past perf
kısa : short,brief
kıta : continent
kıtanın : kıta gen
kıyı : shore,edge
kıyısına : kıyı his dat
kız : girl
kızardı : kızarmak 3 past
kızarmak : to blush,to go red
kızlarıyla : kız pl his with
kızmak : to be angry,to get angry
kızmıştı : kızmak 3 past perf
lahana : cabbage
lahanaya : lahana dat
lamba : lamp
lambanın : lamba gen
lider : leader
lideri : lider his
lütfen : please,kindly
makasçı : switchman
makasçının : makasçı gen,your
makasçısı : makasçı his
makinist : mechinist,mechanic
makinisti : makinist his,acc
mantar : mushroom
mantık : logic,reason
mantıklı : mantık with,rational,senseful
martı : seagull
martıya : martı dat
masa : table,board
masada : masa loc
masadan : masa abl
masal : fairy tale, tale
masallarında : masal pl your,his loc
masaya : masa dat
masum : innocent
masumdurlar : masum 3 pl pres
mendil : handkerchief
mendille : mendil with
merak : worry,curiosity,interest
merak etmek : to wonder,to worry
merakla : merak with,curiously,interestedly
meraktan : merak abl
merkez : center
merkezinden : merkez his abl
meslek : occupation, profession
metal : metal
metalik : metallic,metal
metre : meter
meşgul : busy,occupied
meşguldü : meşgul 3 past
mi : an enclitic particle used to make a statement into a question asking for a yes-or-no answer
milyar : billion,milliard
milyon : million
milyonlarca : milyon,millions of
milyonluk : milyon, worth millions
misin : mi 2 pres
misiniz : mi 2 pl pres
miydi : mi 3 past
miydin : mi 2 past
miyim : mi 1 pres
mor : purple
morundan : mor his,your abl
motor : engine
motorda : motor loc
motoru : motor acc,his
motorun : motor gen,your
motorundaki : motor your,his loc that
mu : mi
muhteşem : brilliant,magnificent
musun : mu 2 pres
musunuz : mu 2 pl pres
mut : happiness
mutlak : absolute
mutlu : happy
mutlu etmek : to make happy
mutluluk : happiness
mutluluğum : mutluluk my
mutluydular : mutlu 3 pl past
mutluydum : mutlu 1 past
mutluyum : mutlu 1 pres
mutsuz : mut without,unhappy
mutsuzum : mutsuz 1 pres
muydun : mu 2 past
mü : mi
mükemmel : perfect,great
mürekkep : ink
mürekkeple : mürekkep with
müzik : music
mı : an enclitic particle used to make a statement into a question asking for a yes-or-no answer
mırıldandı : mırıldanmak 3 past
mırıldanmak : to whimper,to grumble
mırıldanmıştı : mırıldanmak 3 past perf
mısın : mı 2 pres
mıydın : mı 2 past
mıyım : mı 1 pres
narin : delicate
nasıl : how,just as,what sort
nazikçe : gently,elegantly
ne : what, how
ne kadar : how
ne olur : please
ne olur ne olmaz : just in case
ne yazık ki : regrettably,unfortunately
ne zaman : when
neden : reason, why, what for
nedendi : neden 3 past
nedenim : neden my
nedenini : neden your,his acc
nedenle : neden with
nedir : ne 3 pres,what is
nefis : brilliant,superb
neler : ne pl
nerden : nere abl, from where
nere : where, what place
nerede : nere loc,where
nereden : nere abl, from where
neredeyse : nearly,almost
nerelen : nere
neresi : nere his, where
nereye : nere dat,where
nesne : article,object
nesnenin : nesne gen
neyi : ne acc,what
neyin : ne gen
neyse : anyway
nezaket : kindness,grace
nezaketini : nezaket your,his acc
niye : why
niyet : intention,plan,will
niyetine : niyet your,his dat
niyetli : niyet with,intentioned
niçin : why
nokta : point,spot
noktaya : nokta dat
not : note,memorandum
not almak : to take note of
numara : number,trick
numaraların : numara pl gen
numaralı : numbered, marked with a number
numarasını : numara his acc
o : he, she, it
o halde : in that case,then
o kadar : so
o zaman : at that case,then
ocak : oven,cooker
oh : oh
okuma : reading
okumak : to read, to study
okumasını : okuma his acc
okuyunca : okumak when past
okyanus : ocean
okyanusları : okyanus pl acc
okyanuslarınız : okyanus your(pl)
okyanusun : okyanus gen
okşadım : okşamak 1 past
okşamak : to fondle,to pat
olabildiğince : olamak can past part gen, as far as
olabilecek : olmak can fut part
olabilir : olmak 3 can ao, possible, possibly
olabilirdi : olmak 3 can ao past
olabilmek : to be able to
olacak : olmak 3 fut
olacaksın : olmak 2 fut
olacağım : olmak 1 fut
olamadım : olmak 1 cannot past
olamayız : olmak 1 pl cannot ao
olamaz : olmak 3 cannot ao
olamazdı : olmak 1 cannot past ao
olamazsın : olmak 2 cannot ao
olamıyor : olmak 3 cannot pres cont
olan : olmak pres part,the one that is
olanak : possibility,opportunity
olanaksız : olanak without,impossible
olanaksızdır : olanaksız 3 pres
olanlarıdır : olan pl their 3 pres
olarak : olmak by,as
olay : event, happening
olayının : olay your,his gen
olağan : usual,normal
olağandışı : extraordinary, unusual
oldu : olmak 3 past
olduklarını : olmak past part their acc
oldukça : quite, pretty
oldular : olmak 3 pl past
oldum : olmak 1 past
olduğu : olmak past part his,acc
olduğu gibi : as so, as is
olduğum : olmak past part my
olduğumu : olmak part part my acc
olduğun : olmak past part gen,your
olduğuna : olmak past part his,your dat
olduğunda : olmak past part his,your loc
olduğunu : olmak past part his,your acc
olduğunun : olmak past part his,your gen
olduğunuzu : olmak past part your(pl) acc
olma : olmak verb noun being,existence,happening
olmadan : olmak without
olmadı : olmak 3 neg past
olmadık : olmak neg past part
olmadığı : olmak neg past part acc,his
olmadığından : olmak neg past part his abl
olmadığını : olmak neg past part your,his acc
olmak : to exist, to be
olmalı : olmak 3 nec pres
olmalılar : olmak 3 pl nece pres
olmalısın : olmak 2 nece pres
olmalıydı : olmak 3 nece past
olmam : olma my
olmamış : olmak neg past part,3 neg past dub
olmamıştı : olmak 3 neg past perf
olmamıştır : olmamış 3 pres
olmana : olma your dat
olmanın : olma your gen
olması : olma his
olmasına : olma his dat
olmasından : olma his abl
olmasını : olma his acc
olmaya : olma dat
olmayan : olmak neg pres part,not
olmayı : olma acc
olmayıveriyor : olmak 3 neg suddenly pres
olmaz : olmak 3 neg ao
olmazdı : olmak 3 neg past rep
olmazlar : olmak 3 neg pl ao
olmazmış : olmak 3 neg past ao
olmazsa : olmak 3 cond neg ao
olmuyor : olmak 3 neg pres cont
olmuyordu : olmak 3 neg past cont
olmuyorlardı : olmak 3 pl neg past cont
olmuş : olmak past part,3 past dub
olmuştu : olmak 3 past perf
olsa : olmak 3 cond ao
olsa olsa : at the most
olsalardı : olmak 3 pl cond past
olsaydı : olmak 3 cond past
olsun : olmak 3 imp,anyway,let it be
olunca : olmak when past
olur : olmak 3 ao
olursa : olmak 3 cond ao
olursa olsun : so be it
olursan : olmak 1 cond ao
olursun : olmak 2 ao
olurum : olmak 1 ao
oluruz : olmak 1 pl ao
oluyor : olmak 3 pres cont
oluyordur : oluyor 3 pres
oluyorlar : olmak 3 pl pres cont
oluyormuş : olmak 3 past cont dub
oluyorum : olmak 1 pres cont
oluş : existence, being
oluşma : emergence, formation
oluşması : oluşma his
oluşum : formation, generation
oluşuma : oluş my dat
omuz : shoulder
omuzlarını : omuz pl his acc
on : ten
ona : o dat
onaramadım : onarmak 1 cannot past
onarmak : to fix,to repair
onarılmak : to be repaired
onarılmayacak : onarılmak neg fut part
onda : o loc
ondan : o abl,from that reason
onlar : o pl
onlara : o pl dat
onlardan : o pl abl
onlarla : o pl with
onları : o pl acc
onların : o pl gen
onu : o acc
onun : o gen, his, her, its
onun yerine : instead,rather
oo : oh
opera : opera
operadaki : opera loc that
ora : there
orada : ora loc,there
oradan : ora abl
oradan oraya : backwards and forwards
oralarda : out there
oralardaki : ora pl loc
orası : ora his,there
oraya : ora dat
ordu : army,military
ordusu : ordu his
orman : forest
ormanlar : orman pl
ormanlardan : orman pl abl
orta : middle, centre
ortadan : orta abl
ortadan kaldırılmak : to put away
ortalık : surroundings
ortalığı : ortalık acc
ortasında : orta his loc
ortaya : orta dat
ortaya çıkarmak : to find out,discover
ortaya çıkmak : to show up
ot : grass, herb
otların : ot pl gen
otorite : authority
otoritenin : otorite your gen
otoriter : authoritative
oturabilir : oturmak 3 can ao
oturacak : oturmak 3 fut,fut part,seat
oturacaksın : oturmak 2 fut
oturdu : oturmak 3 past
oturdum : oturmak 1 past
oturduğunda : oturmak past part your,his loc
oturma : sitting
oturmak : to sit, to reside
oturmakta : oturmak loc
oturmanı : oturma your acc
oturmuş : oturmak past part dub
oturup : oturmak and
otururken : oturmak ao when
oturuyor : oturmak 3 pres
otuz : thirty
otuzar : otuz each,thirty each
oydu : o 3 past
oymak : to carve,to cut
oynadığımı : oynamak past part my acc
oynamak : to play
oynar : oynamak 3 ao
oynarlar : oynamak 3 pl ao
oynatmadan : oynatmak without
oynatmak : to exhibit,to make (something) move
oynayamam : oynamak 1 cannot ao
oynaşmak : to play with one another
oynaşıyordu : oynaşmak
oysa : in fact,but, however
oyun : game
oyunları : oyun pl acc
para : money
parlamak : to shine,to glow,to flash
parlayıverdi : parlamak suddenly 3 past
parmak : finger
parmaklarım : parmak pl my
parmaklık : fence
parmağım : parmak my
parmağından : parmak your,his abl
parça : component, part
parça parça : in parts,piece by piece
parçaydı : parça 3 past
parıldamak : to shine,to glitter
parıldayan : parıldamak pres part
parıldıyor : parıldamak 3 pres cont
parıltı : glow,glitter
parıltıdan : parıltı abl
pasifik : pacific
pasifikteki : pasifik loc that
paslanmak : to rust,to be rusty
paslanmış : paslanmak past part dub
patent : patent
patentini : patent your,his acc
patlama : explosion
patlamalar : patlama pl
patlamaya : patlama dat
pay : lot,share
payı : pay acc,his
paçavra : rag
paçavradan : paçavra abl
pek : much, very
pek de : not all that
peki : alright, well
pencere : window
pencerelerinden : pencere pl his abl
pencereni : pencere your acc
pençe : claw,paw
pençelerim : pençe pl my
pençelerini : pençe pl your,his acc
pençeleriyle : pençe pl his,their with
peri : fairy, pixie
perişan : miserable, disordered
perşembe : Thursday
perşembeleri : perşembe pl his
peş : behind
peşin : peş gen,your,advance,in advance
peşinde : peş your,his loc,behind,after
peşinde olmak : to chase,to be after,to pursue
peşindeler : peşinde 3 pl pres
peşine : peş your,his dat
peşine takılmak : to trail along after
peşini : peşin acc
peşini bırakmak : to stop following
pilot : pilot
piyes : play,drama
pişmanlık : to regret,to remorse
politika : politics
politikadan : politika abl
poz : pose,exposure
pozlar : poz pl
prens : prince dat
prense :
prensi : prens his,acc
prensim : prens my
prensin : prens gen,your
prensle : prens with
prenste : prens loc
problem : problem
püskürtebiliyorlar : püskürtmek 3 pl can pres cont
püskürtmek : to spray,to dust
pırıl : bright
pırıl pırıl : bright,sparkling
pırıltı : twinkling,blink,sparkle
pırıltılar : pırıltı pl
pırıltılı : pırıltı with,glary,gleamy
rahat : comfortable,at ease
rahatlamamıştım : rahatlamak 1 neg past perf
rahatlatmak : to relieve,to relax,to make (someone) feel better
rahatlatmıştı : rahatlatmak 3 past perf
rahatlattı : rahatlatmak 3 past
rahatlatın : rahatlatmak 2 pl imp
rahatsız : comfortable without, disturbed, uncomfortable
rakam : number,figure
rakamlardan : rakam pl abl
rakamları : rakam pl acc
rasgele : randomly,haphazard
rastladı : rastlamak 3 past
rastladığım : rastlamak past part my
rastlamak : to meet by cance,to come across
rastlanmak : to encounter
rastlantı : coincidence
rastlantıyla : rastlantı with, accidentally
rastlanır : rastlanmak 3 ao
razı : content,satisfied
rengi : renk acc,his
rengindedir : renk his loc 3 pres
rengindeki : renk his loc that
rengini : renk his acc
rengiyle : renk his with
renk : color
renklerini : renk pl his acc
renkli : colourful
resim : picture, painting
resimden : resim abl
resimle : resim with
resimler : resim pl
resimlerde : resim pl loc
resimleri : resim pl acc
resimlerimin : resim pl my gen
resimleriyle : resim pl his with
resme : resim dat
resmi : resim acc,his
resmim : resim my
resmimi : resim my acc
resmin : resim your
resminden : resim his,your abl
resmini : resim his,your acc
ressam : painter
romatizma : rheumatism
romatizmam : romatizma my
rüya : dream
rüya görmek : to dream,to have a dream
rüyadaymışım : rüya loc 1 past dub
rüyası : rüya his
rüzgarın : rüzgâr gen
rüzgâr : wind
rüzgârda : rüzgâr loc
rüzgârlar : rüzgâr pl
rüzgârlardan : rüzgâr pl abl
rüzgârın : rüzgâr gen
saat : hour
saat kaçta : at what time
saati : saat acc
saatinde : saat his loc
saatlerce : for hours
saatlerden : saat pl abl
saatte : saat loc
sabah : morning
sabahları : sabah pl acc
sabahında : sabah your,his loc
sabır : patience
sabırlı : sabır with,patient
sade : simple,plain
sadeydi : sade 3 past
sadık : faithful,loyal
saf : pure
sahibi : sahip acc,his
sahip : owner,possessor
sahip olmak : to have,to hold,to possess
sahip çıkmak : to lay claim to,to protect
sahipsiz : sahip without,ownerless
sahipti : sahip 3 past
sahne : scene,stage
sahneye : sahne dat
saklamak : to hide,to keep
saklıyordu : saklamak 3 past cont
sakınca : inconveniency,objection
sakıncası : sakınca his
sakınmak : to beware,to avoid
sal : raft
salladı : sallamak 3 past
salladım : sallamak 1 past
sallamak : to shake, to swing
sallanma : sallanmak 2 neg imp
sallanmak : to swing,to hang around
sallarken : sallamak ao when
sallayarak : sallamak by
salıyla : sal his with
sana : sen dat
sanat : art, artifice
sandım : sanmak 1 past
saniye : second
saniyede : saniye loc
saniyem : saniye my
sanki : seems like,as it were
sanmak : to suppose, to think, to reckon
sanmıyordu : sanmak 3 neg past cont
sanmıyorum : sanmak 1 neg pres cont
sanırlar : sanmak 3 pl ao
sanırım : sanmak 1 ao
sanıyorsun : sanmak 2 pres cont
sanıyorum : sanmak 1 pres cont
sararlar : sarmak 3 pl ao
sardunya : geranium
sardunyalar : sardunya pl
sarhoş : drunk,intoxicated
sarkmak : to dangle
sarkıyor : sarkmak 3 pres cont
sarmak : to wrap
sarmış : sarmak part part
sarsmak : to shake
sarstı : sarsmak 3 past
sarı : yellow
sarıldı : sarılmak 3 past
sarılmak : to embrace,to twine
sarıp : sarmak and
sarısı : sarı his
satan : satmak pres cont
satmak : to sell
satı : sale,selling
satılan : satılmak pres part
satılmak : to sell,to be sold
satın : sale
satın almak : to buy
satıyorsunuz : satmak 2 pl pres cont
savaş : war
savunmak : to defend,to protect
saye : shade,protection
sayesinde : saye his loc,under favour of,by means of
sayfa : page
sayfadaki : sayfa loc that
sayfadakinin : sayfadaki gen
saygı : esteem,respect,honour
saymak : to count, to regard
sayı : number
sayıdaysa : sayı loc if
sayılamayacağını : sayılmak cannot fut part his acc
sayılar : sayı pl
sayılara : sayı pl dat
sayılardan : sayı pl abl
sayılarla : sayı pl with
sayıları : sayı pl acc
sayıların : sayı pl gen
sayılmak : to be counted,to rate
sayılmaz : sayılmak 3 neg ao
sayılmıyor : sayılmak 3 neg pres cont
sayıp : saymak cont
sayısını : sayı his acc
sayıyorum : saymak 1 pres cont
saç : hair
saçları : saç pl his
saçların : saç pl gen
saçlı : saç with
saçma : gibberish, idiotic, silly, stupid,absurd
saçmaladım : saçmalamak 1 past
saçmalamak : to drool,to babble,to bullshit
saçmaydı : saçma 3 past
saçına : saç your,his dat
sağ : right
sağa : sağ dat
sağladığı : sağlamak past part his
sağlamak : to provide,to ensure
sağlıyorum : sağlamak 1 pres cont
sefer : journey,time,
seferlik : (something) which is enough to last for (so many) times or occasions
sekiz : eight
sekize : sekiz dat
selamladı : selamlamak 3 past
selamlamak : to salute,to greet
selamlayacağım : selamlamak 1 fut
sen : you
sence : in your opinion
seni : sen acc
senin : sen gen
senindir : sen gen 3 pres
seninki : senin that,yours
seninkiler : seninki pl
serinlik : coolness
serinliği : serinlik his,acc
sersem : dullard, stupefied, dazed
sert : firm,stiff,harsh
ses : voice, sound
sesi : ses acc,his
sesini : ses his,your acc
sesinin : ses his,your gen
sesle : ses with
sesler : ses pl
sesleri : ses pl acc,his
sessiz : ses slient, quite
sessizce : quietly,silently
sessizlik : silence,still
sessizlikten : sessizlik abl
sessizliğin : sessizlik gen,your
sessizliğine : sessizlik your,his dat
sevdikleri : sevmek past part their
sevdiğim : sevmek past part my
sevdiğini : sevmek past part your,his acc
seveceksin : sevmek 2 fut
seveceğim : sevmek 1 fut
seven : sevmek pres part
sever : sevmek 3 ao
severdim : sevmek 3 past rep
severse : sevmek 3 cond ao
sevgi : love
sevgili : darling,dear
sevgisine : sevgi his dat
sevgiyi : sevgi acc
sevimli : cute, nice
sevindim : sevinmek 1 past
sevinmek : to rejoice,to be happy
sevinç : joy,delight
sevinçle : sevinç with,gladly
sevinçten : sevinç abl
seviyor : sevmek 3 pres cont
seviyorsanız : sevmek 2 pl cond pres cont
seviyorum : sevmek 1 pres cont
sevmek : to love,to like
sevmem : sevmek 1 neg ao
sevmemiş : sevmek neg past part dub
sezgi : intuition,instinct
sezgisiyle : sezgi his with
seçebileceğim : seçmek can fut part my
seçerim : seçmek 1 ao
seçik : clear, distinct
seçiyor : seçmek 3 pres cont
seçmek : to choose
seçtim : seçmek 1 past
sigara : cigarette
sigaramı : sigara my acc
sigaranız : sigara your(pl)
silahlar : armaments,weaponry
silahları : silahlar acc,his
sildi : silmek 3 past
silkerek : silkmek by
silkmek : to shake
silmek : to wipe
simsiyah : jet black,pitchblack
sindirim : digestion
sindirimi : sindirim acc
sinek : fly,housefly
sinekler : sinek pl
siperlik : brim,shelter,visor
sipsivri : very sharp
sitem : reproach
sivriltmek : to distinguish,to sharpen
sivriltti : sivriltmek 3 past
siz : you
sizce : in your opinion
sizden : siz abl
size : siz dat
sizi : siz acc
sizin : siz gen,your(pl)
sizler : siz pl
sokabilir : sokmak 3 can pres
sokak : street
sokma : biting
sokmak : to insert,to put in,to bite
sokmasını : sokma his acc
sokmaya : sokma dat
sokulabilirim : sokulmak 1 can pres
sokulmak : to be put in,to be let into (a place)
sol : left
sola : sol dat
solmak : to wither
soludu : solumak 3 past
soluk : breath,respiration,pale
soluk almak : to breathe,to inhale
solumak : to breathe heavily,pant
solup : solmak and
son : end,final,terminal
son derece : extremity,extreme
sonra : later, after, otherwise, then
sonradan : sonra abl,later, afterwards
sonraki : next, following that
sonraları : sonra pl acc,after, afterwards
sonrası : sonra his,after
sonunda : son his loc,finally, at last
sonunu : son his acc
sonuç : result,conclusion
sonuçta : sonuç loc,in the end,in conclusion
soracaksınız : sormak 2 pl fut
soracağım : sormak fut part my
sorar : sormak 3 ao
sorarsanız : sormak 2 pl cond ao
sordu : sormak 3 past
sordum : sormak 1 past
sordun : sormak 2 past
sorduydum : sormak 1 past perf
sorduğu : sormak past part acc,his
sorgu : inquery,question
sorguya : sorgu dat
sorguya çekmek : to query,to cross-examine
sorma : asking
sormadan : sormak without
sormak : to ask
sormaları : sorma their
sormanı : sorma your acc
sormanın : sorma gen,your gen
sormazlar : sormak 3 pl neg ao
sormuştu : sormak 1 past perf
soru : question
soru sorma : interrogation,questioning
sorular : soru pl
sorularıma : soru pl my dat
sorularımı : soru pl my acc
sorularınıza : soru pl your(pl) dat
sorum : responsibility
soruma : soru my dat,sorum dat
sorumlu : sorum with,liable,responsible
sorumlusun : sorumlu 2 pres
sorumluyum : sorumlu 1 pres
sorumu : soru my acc,sorum acc,his
sorun : sormak 2 pl imp,trouble,problem,issue
sorunlarım : sorun pl my
sorunun : sorun gen,your
sorununu : sorun your,his acc
sorusundan : sorun his abl
soruyor : sormak 3 pres cont
soruyu : soru acc
soğuk : cold
soğuk algınlığı : cold
soğuk almak : to catch cold
su : water
suda : su loc
suladı : sulamak 3 past
suladığım : sulamak past part my
sulamak : to irrigate,to water
sular : su pl
sularının : su pl your,his gen
sulayıp : sulamak and
sunmak : to present,to submit
sunmuş : sunmak 3 past dub
surat : face
suratla : surat with
susadım : susamak 1 past
susadın : susamak 2 past
susamak : to be thirsty,to feel thirsty
susamıyor : susamak 3 neg pres cont
susamıyordunuz : susamak 2 pl neg pres cont
suskun : silent
susmak : to be quite,to hold one's tongue
susmuştu : susmak 3 past perf
sustuktan : susmak past part abl
sustular : susmak 3 pl past
sustum : susmak 1 past
susturdu : susturmak 3 past
susturmak : to silence,to shut up
susuz: thirsty
susuzluk : thirst, thirstiness
susuzluktan : susuzluk abl
susuzluğumun : susuzluk my gen
suya : su dat
suya düşmek : to come to nothing,to miscarry
suyu : su acc
suyum : su my
suyumu : su my acc
suyunu : su your,his acc
suç : crime, offsense
suçlu : culprt,guilty
suçludur : suçlu 3 pres
suçum : suç my
sökme : removal,detaching
sökmek : to dismantle, remove
sökmelisiniz : sökmek 2 pl nec pres
sökmeye : sökme dat
sökmuştu : sökmek 3 past perf
söndü : sönmek 3 past
söndürdü : söndürmek 3 past
söndürdünüz : söndürmek 2 pl past
söndürdüğü : söndürmek past part his,acc
söndürme : extinction
söndürmek : to extinguish,to quench
söndürmem : söndürmek 1 neg ao,söndürme my
söndürüp : söndürmek and
söndürüvereceği : söndürmek suddenly fut part acc
sönmek : to fizzle out,to be out,to deflate
sönmemiş : sönmek neg past part dub,live
sönmüş : sönmek past part dub,extinguished
sönük : extinguished
söyle : söylemek 2 imp
söyledikleri : söylemek past part their
söylediklerine : söylemek past part pl his dat
söylediklerini : söylemek past part pl his acc
söyledikleriyle : söylemek past part pl his with
söyledikten : söylemek past part abl
söyledim : söylemek 1 past
söylediği : söylemek past part his,acc
söylediğimde : söylemek past part my loc
söylediğimi : söylemek past part my acc
söylediğimiz : söylemek past part our
söylediğinizde : söylemek past part your(pl) loc
söylemedi : söylemek 3 neg past
söylemedim : söylemek 1 neg past
söylemediği : söylemek neg past part acc,his
söylemek : to say, to tell
söylemeye : söyleme dat
söylemeyeceksin : söylemek 2 neg fut
söylemiş : söylemek 3 past dub
söylemişlerdi : söylemek 3 pl past perf
söylemişti : söylemek 3 past perf
söylemiştim : söylemek 1 past perf
söylendi : söylenmek 3 past
söyleneni : söylenmek pres part acc
söylenerek : söylenmek by
söyleniyordu : söylenmek 3 past cont
söylenmek : to be said,to mutter to oneself
söyler : söylemek 3 ao
söylerken : söylemek ao when
söylerseniz : söylemek 2 pl cond ao
söyleyebiliyorsam : söylemek 1 can cond pres
söyleyecek : söylemek fut part
söyleyeceğimi : söylemek fut part my acc
söyleyemem : söylemek 1 cannot ao
söyleyen : söylemek pres part
söyleyeyim : söylemek 1 subj pres
söyleyip : söylemek and
söyleyiverdim : söylemek suddenly 1 past
söylüyor : söylemek 3 pres cont
söylüyordum : söylemek 1 past cont
söylüyormuşçasına : söylemek 3 past cont as if
söylüyorsa : söylemek 3 cond pres cont
söylüyorsun : söylemek 2 pres cont
söz : word, rumor, promise
söz etmek : to mention,to talk
söz tutmak : to keep one's promise
söze : söz dat
sözler : söz pl
sözlerden : söz pl abl
sözlere : söz pl dat
sözleri : söz pl acc,his
sözlerini : söz pl your,his acc
sözlerle : söz pl with
sözleşmek : agree together, make an appointment
sözleşmiş : sözleşmek past part
sözü : söz acc
sözün : söz gen
sözünü : söz your,his acc
sürdüm : sürmek 1 past
sürdürdü : sürdürmek 3 past
sürdürmek : to maintain,to continue
süre : duration
sürece : süreç dat
sürecine : süreç your,his dat
süren : sürmek pres part
sürer : sürmek 3 ao
süreç : process,course
sürgün : exile,shoot
sürgününü : sürgün his acc
sürmek : to continue, to last,to take
sürmüştü : sürmek 3 past perf
sürü : herd, heap
sürüklemek : to waft,to drag
sürüklüyor : sürüklemek 3 pres cont
sürüsü : sürü his
sürüsünden : sürü his abl
sürüsünün : sürü his gen
sürüyor : sürmek 3 pres cont
süslenme : ornamentation,toilet
süslenmeler : süslenme pl
süslüyor : süslemek 3 pres cont
süzmek : to infiltrate, to strain, to lay eyes on
süzüyordu : süzmek 3 past cont
sıkı : firm,tight,strict
sıkıca : sıkı,tight,firmly
sıkıcı : boring,tedious
sıkılarak : sıkılmak by
sıkılma : embarrassment,restraint
sıkılmak : to get bored,to worry,to get down
sıkılmaya : sıkılma dat
sıkılmıştı : sıkılmak 3 past perf
sıkılıyorum : sıkılmak 1 pres cont
sıkıntı : distress,bother
sıkıntıyla : sıkıntı with,dismally
sıkıysa : sıkı,you dare
sıkışmak : to squeeze,to tighten
sıkışmış : sıkışmak past part
sır : mystery, secret
sıra : row,array,sequence,moment
sırada : sıra loc
sıradan : sıra abl,ordinary,common
sıralamak : to sort,to organize
sıralarda : sıra pl loc
sıralı : sıra with,ranking,serial
sıralıyordu : sıralamak 3 past cont
sırası : sıra his
sırayı : sıra acc
sıçradı : sıçramak 3 past
sıçradım : sıçramak 1 past
sıçramak : to leap,to jump
sıçramaktan : sıçramak abl
sıçrayıp : sıçramak and
sığacağı : sığmak fut part his,acc
sığarlar : sığmak 3 pl ao
sığdırabilirsiniz : sığdırmak 2 pl can pres
sığdırmak : to squeeze,to force into
sığmak : to go,to fit into
sığınak : sanctuary,shelter,refuge
sığınağımdan : sığınak my abl
tabanca : gun,pistol,revolver
tabancamı : tabanca my acc
tabii : natural,sure, of course
tabure : stool
tahmin : prediction, estimate, guess
tahmin etmek : to guess,to estimate
tahta : wood
takılan : takılmak pres part
takılanları : takılan pl his,acc
takıldı : takılmak 3 past
takıldığı : takılmak past part his,acc
takıldığını : takılmak past part your,his acc
takılmak : to be attached,to get stuck on
takılmıştı : takılmak 3 past perf
takım : suit,set
talih : fortune
talihsizlik : misfortune
talihsizliklerin : talihsizlik pl gen
tam : whole, complete, exact, just
tam da : at the very time
tam olarak : completely,exactly
tam tersine : on the contrary
tamamlamak : to complete
tamamlıyor : tamamlamak 3 pres cont
tamir : repair
tamir etmek : to fix,to repair
tamirci : repairman, mechanic
tane : grain,piece,unit
tanecik : particle
tanesinde : tane his loc
tanesini : tane his acc
taneydiler : tane 3 pl past
tanıma : tanımak verb noun, recognition
tanımak : to know, to recognize
tanımış : tanımak 3 past dub
tanıtabilmiş : tanıtmak 3 can past dub
tanıtmak : to introduce
tanıyabileceklerini : tanımak can fut part their acc
tanıyabilesiniz : tanımak 2 pl can sub pres
tanıyabiliyor : tanımak 3 can pres cont
tanıyorum : tanımak 1 pres cont
tanışma : tanışmak verb noun
tanışmak : to meet
tanışmam : tanışma my
tarih : history
tarihe : tarih dat
tarla : field
tarlalarında : tarla pl his loc
tarlalarını : tarla pl your,his acc
tarlalarının : tarla pl your,his gen
tasarı : draft,idea
tasarıların : tasarı pl gen,your
tatil : vacation,holiday
tatilim : tatil my
tatlı : sweet, cute, pleasant
tatlılık : sweetness
tatlılıkta : tatlılık loc
tatlılığı : tatlılık acc,his
tatmin : satisfaction,reassureance
tatmin olmak : to be satisfied
tavuk : chicken
tavuklar : tavuk pl
tavır : manner
tavırla : tavır with
taç : crown
taç yaprak : petal
taş : stone
taşımak : to carry
taşımakta : taşımak loc
taşın : taş gen
taşıyamam : taşımak 1 cannot ao
taşıyor : taşımak 3 pres cont
tehlike : danger
tehlikede : tehlike loc
tehlikeli : tehlike with, dangerous
tehlikenin : tehlike gen,your gen
tehlikesine : tehlike his dat
tehlikesiyle : tehlike his with
tek : single, sole, individually, particularly
tek başıma : on my own
tek tek : one by one
tekdüze : uniform,monotonic
telaşla : telâş with,in a hurry
teleskop : telescope
teleskopla : teleskop with
telâş : fuss,rush
tembel : lazy,sluggard
tembellere : tembel pl dat
temiz : clear,clean,pure
temiz tutmak : to keep clean
temizlediğim : temizlemek past part my
temizlemek : to clean,to clean out
temizlemişti : temizlemek 3 past perf
temizleyemiyoruz : temizlemek 1 pl cannot pres cont
temizlik : cleaning
temizliyorum : temizlemek 1 pres cont
temizliğinizi : temizlik your(pl) acc
tepe : hill,peak,top
tepelerine : tepe pl his,their dat
tepemde : tepe my loc
tepesinden : tepe his abl
tepesine : tepe his dat
ter : sweat
terk : abandonment,quit,leaving
terleri : ter pl acc,his
ters : back,opposite,reverse
tersine : contrary
teşekkür : thanking
tilki : fox
tilkiden : tilki abl
tilkim : tilki my
tilkimle : tilki my with
tilkinin : tilki your,his gen
tilkiyi : tilki acc
tilkiyim : tilki 1 pres
tohum : seed
tohumlan : tohum
tohumlar : tohum pl
tohumları : tohum pl their,his
tohumlarıymış : tohum pl 3 past
tomurcuk : bud
toparlamak : to clear something up,to make up
toparlamıştı : toparlamak 3 past perf
topladı : toplamak 3 past
topladığı : toplamak past part acc,his
toplama : addition
toplamada : toplama loc
toplamak : to aggregate, to collect, to gather,to add
toplantı : meeting,assembly
toplantılarındaki : toplantı pl his loc that
toplantısı : toplantı his
toplasanız : toplamak 2 pl cond pres
toplayıp : toplamak and
toprak : land,earth,soil
toprağın : toprak gen
toy : naive,novice
tozmak : to stay out,to take a ride around
tozmaktan : tozmak abl
trajik : tragic
tren : train
treni : tren acc,his
trenin : tren gen,your
trenlere : tren pl dat
trenlerin : tren pl gen
tuhaf : strange,odd
turp : radish
tutamıyorum : tutmak 1 neg pres cont
tutar : amount,tutmak 3 ao
tutarmış : tutmak 3 ao dub
tutarsız : tutar without,inconsistent
tutmak : to hold,to reach,
tutmalısın : tutmak 2 nec pres
tuttu : tutmak 3 past
tutulduğunda : tutulmak past part your,his loc
tutulmak : to attack,to be held
tutum : manner,attitude
tutumlu : thrifty,sparing
tutuverdi : tutmak suddenly 3 past
tutuyordu : tutmak 3 past cont
tutuyordum : tutmak 1 past cont
tutuşan : tutuşmak pres part,flammable
tutuşmak : to ignite,to blaze
tuğla : brick
tuğlalı : tuğla with
tüccar : merchant
tüccardı : tüccar 3 past
tüccarın : tüccar gen
tüm : all,whole
tümden : tüm abl,entirely,wholly
tümü : tüm acc,his
tümünü : tüm your,his acc
tümüyle : tümü with,entirely,wholly
tür : kind, variety
türlü : tür with,species,various
tıpkı : just as,exactly like
tırmandı : tırmanmak 3 past
tırmanmak : to climb
tırtıl : caterpiller
tırtıla : tırtıl with
tırtıllar : tırtıl pl
tırtılları : tırtıl pl acc
ucunu : uç your,his acc
ucunu kaçırmak : to lose the thread of
ucuyla : uç his with
ufak : small,little
ufalanmak : to crumble,to disintegrate
ufalanıverirmiş : ufalanmak 3 suddenly ao dub
ulaşabileceğimi : ulaşmak can fut part my acc
ulaşmak : to reach,to arrive
ulaşmışsın : ulaşmak 2 past dub
ulaştı : ulaşmak 3 past
uluslararası : international
umarım : ummak 1 ao
ummak : to hope,to expect
unutma : forgetting,omission
unutmak : to forget
unutmamak : unutmak neg,not to forget, to keep in mind
unutmamalısın : unutmak 2 neg nec pres
unutmamalıydı : unutmak 3 neg nec past
unutmanızı : unutma your(pl) acc
unutmazdı : unutmak 3 neg past ao
unutmuşum : unutmak 1 past dub
unutsa : unutmak 3 cond pres
unuttular : unutmak 3 pl ao
unuttuğu : unutmak past part his,acc
unutursam : unutmak 1 cond ao
utanarak : utanmak by
utancımı : utanç my acc
utancından : utanç your,his abl
utandım : utanmak 1 past
utanmak : to be embarrassed,to be ashamed
utanmışlardı : utanmak 3 pl past perf
utanmıştı : utanmak 3 past perf
utanç : shame,embarrassment
utanıyorsunuz : utanmak 2 pl pres cont
uyanacağı : uyanmak fut part his
uyandırdık : uyandırmak past part,1 pl past
uyandırilmak : to be woke
uyandırmak : to awaken,to wake
uyandırıldığımda : uyandırilmak past part my loc
uyandığınızda : uyanmak past part your(pl) loc
uyanmak : to wake
uyanık : waking,awake
uyanık kalmak : to keep awake,to wake
uyarı : warning,notice
uyarıyı : uyarı acc
uygun : suitable
uygundur : uygun 3 pres
uyku : sleep,rest
uykuda : uyku loc,dorman,asleep
uykudalar : uykuda 3 pl pres
uykudayken : uykuda when
uykuya : uyku dat
uykuya dalmak : to sink into sleep
uymak : to match,to conform,to go with
uymamak : to fail to comply
uymayan : violating
uymayanları : uymayan pl acc
uymazsa : uymak 3 cond neg ao
uyudu : uyumak 3 past
uyudum : uyumak 1 past
uyulduğunu : uyulmak past part acc,his
uyulma : uyulmak verb noun
uyulmak : to be complied,to be obeyed
uyulmasını : uyulma his acc
uyumadım : uyumak 1 neg past
uyumak : to sleep
uyumaktır : uyumak 3 pres
uyur : uyumak 3 pres
uyuyarak : uyumak by
uyuyorlar : uymak 3 pl pres cont
uzak : far, remote
uzaklara : uzak pl dat
uzaklarda : uzak pl loc
uzaklardan : uzak pl abl
uzaklaşmak : to move away
uzaklaşmamalıydım : uzaklaşmak 1 neg nec past
uzaklaşmıştı : uzaklaşmak 3 past perf
uzaklaştı : uzaklaşmak 3 past
uzaklaşıyor : uzaklaşmak 3 pres cont
uzakta : uzak loc
uzaktan : uzak abl
uzaktaydım : uzakta 1 past
uzama : prolongation,extension
uzamaya : uzama dat
uzanan : uzanmak pres part
uzandı : uzanmak 1 past
uzanmak : to lengthen,to reach out,to stretch out
uzanmak : to lie down on
uzatmak : to stretch out,to extend
uzatsınlar : uzatmak 3 pl imp
uzay : space
uzayda : uzay loc
uzayın : uzay gen,your
uzağa : uzak dat
uzman : expert
uzmanlar : uzman pl
uzun : tall, long,for a long time
uzun sürmek : to take a long time
uç : end,point,tip
uçak : airplane
uçağım : uçak my
uçağımdaki : uçak my loc that
uçağımdan : uçak my abl
uçağımla : uçak my with
uçağımı : uçak my acc
uçağının : uçak your gen
uçları : uç pl acc
uçma : flying
uçmak : to fly
uçmasını : uçma his acc
uçtum : uçmak 1 past
uçtuğumu : uçmak past part my acc
uçulabilseydi : uçmak pass 3 can cond past
uçup : uçmak and
uçurum : gap,cliff,abyss
uçuruma : uçurum dat
uçuşturduğu : uçuşturmak past part his,acc
uçuşturmak : to cause to fly
uğradığımdan : uğramak past part my abl
uğramak : to happen by,to visit,to drop over
uğramıştı : uğramak 3 past perf
uğraş : occupation,work,profession
uğraşma : striving,struggle
uğraşmak : to labor,to strive
uğraşmam : uğraşma my
uğraşmayı
uğraştım : uğraşmak 1 past
var : there is
var olmak : to exist,to be in existence
vardı : varmak 3 past,var 3 past
vardır : var 3 pres
vardığında : varmak past part your,his loc
varlık : living creature, wealth
varlığını : varlık past part his acc
varlığının : varlık past part his gen
varlığıyla : varlık his with
varmak : to arrive, to come to, to amount
varmış : var 3 past dub
varsa : var if
vay : well,wow,oh
vazgeçmek : to give up,to surrender
vazgeçmezdi : vazgeçmek 3 neg past rep
ve : and
vedalaşalım : vedalaşmak 1 pl subj pres
vedalaşmak : to say goodbye
verdi : vermek 3 past
verdim : vermek 1 past
verdiği : vermek past part acc,his
verdiğim : vermek past part my
verdiğin : vermek past part your
verebileceklerini : vermek can fut part their acc
verebilirim : vermek can 1 ao
vereceğim : vermek 1 fut
veremediğim : vermek 1 neg past part my
verin : vermek 2 pl imp
verir : vermek 3 ao
verirdi : vermek 3 ao past
verirken : vermek ao when
verirsin : vermek 2 ao
veriyor : vermek 3 pres cont
veriyordu : vermek 3 past cont
veriyorlar : vermek 3 pl pres cont
veriyorum : vermek 1 pres cont
verme : expense, giving
vermedi : vermek 3 neg past
vermek : to give
vermeliler : vermek 3 pl nec pres
vermem : vermek 1 neg ao
vermemi : verme my acc
vermemiş : vermek neg past part,3 neg past dub
vermeye : verme dat
vermeyen : vermek neg pres part
vermeyi : verme acc
vermiyordu : vermek 3 neg past cont
vermiş : vermek past part
vermişim : vermek past part my
vermiştin : vermek 2 past perf
veya : or
vicdan : conscience
vicdan azabı : regret
volkan : vocano
volkanik : volcanic
volkanlar : volkan pl
volkanları : volkan pl acc,his
volkanlarımın : volkan pl my gen
volkanlarından : volkan pl your,his abl
volkanı : volkan acc,his
volkanım : volkan my
volkanımı : volkan my acc
volkanını : volkan your,his acc
vuracaksın : vurmak 2 fut
vurdu : vurmak 3 past
vurma : dash,strike
vurmak : to strike,to hit
vurmaya : vurma dat
vurulmak : to be hit,to be shot
vurulmuş : vurulmak past part
vurup : vurmak and
ya : or,oh,what if
ya da : or
yaa : ah,why
yaban : wild,desert,wilderness
yabani : wild
yakacak : yakmak fut part
yakalamak : to catch
yakalanmak : to be captured,to catch
yakalanmış : yakalanmak past part dub
yakalayabilirdi : yakalamak 3 can past ao
yakalayıp : yakalamak and
yakan : yakmak pres part,burning,consuming
yakarış : appeal,entreaty
yakarışıma : yakarış my dat
yaklaş : yaklaşmak 2 imp
yaklaşmak : to approach,to near
yakmak : to burn,to light
yaktı : yakmak 3 past
yaktınız : yakmak 2 pl past
yaktığı : yakmak past part acc,his
yakın : akin to, relative, close, near
yakından : yakın abl, closely
yakındığı : yakınmak past part his,acc
yakınlarında : yakın their loc
yakınmak : to complain,to grumble
yakınıma : yakın my dat
yakınından : yakın your,his abl
yakıp : yakmak and
yakıyordum : yakmak 1 past cont
yakıyorlar : yakmak 3 pl pres cont
yakışık : suitability
yakışıklı : yakışık with,handsome,smart
yakışıksız : yakışık without,inappropriate
yalan : lie,fiction
yalnız : alone, lonely, only, just
yalnızca : yalnız only, solely, just
yalnızdım : yalnız 1 past
yalnızdır : yalnız 3 pres
yalnızım : yalnız 1 pres
yan : side
yan yana : side by side
yana : yan dat
yandan : yan abl
yani : shortly, in summary
yankı : echo
yankılanmak : to echo,to resound with echoes
yankılanıyordu : yankılanmak 3 past cont
yanlış : mistake,error,wrong,incorrect
yanlış hatırlamak : to remember wrong,to misremeber
yanlışlı : yanlış with
yanmak : to burn,to light
yanı : yan acc,his
yanı sıra : alongside
yanıma : yan my dat
yanımda : yan my loc
yanına : yan your,his dat
yanında : yan your,his loc
yanını : yan your,his acc
yanıt : answer, response, reply
yanıt vermek : to answer,to respond
yanıtladı : yanıtlamak 3 past
yanıtladım : yanıtlamak 1 past
yanıtlamadan : yanıtlamak without
yanıtlamadı : yanıtlamak 3 neg past
yanıtlamak : to answer
yanıtlamıştı : yanıtlamak 3 past perf
yanıtı : yanıt acc
yanıtını : yanıt your,his acc
yanıyorlardı : yanmak 3 pl past cont
yapabileceğim : yapmak can fut part my
yapabileceğiniz : yapmak can fut part your(pl)
yapacak : yapmak fut part,3 fut
yapacağım : yapmak 1 fut,fut part my
yapacağın : yapmak fut part your
yapamıyorum : yapmak 1 neg pres cont
yapan : yapmak pres cont
yapardı : yapmak 3 past rep
yaparken : yapmak ao when
yapayalnız : yalnız int,all alone
yapma : yapmak verb noun,making, accomplishment
yapmadı : yapmak 3 past
yapmak : to make, to produce, to fix
yapmaktan : yapmak abl
yapmalarını : yapma their acc
yapmalısın : yapmak 2 nec pres
yapmalısınız : yapmak 2 pl nec pres
yapmalıyım : yapmak 1 nec pres
yapmamazlık : yapmamak neg neg pres part noun
yapmamı : yapma my acc
yapmamıştım : yapmak neg 1 past perf
yapmaya : yapma dat
yapmayı : yapma acc
yapmazsam : yapmak 1 cond ao
yapmıştım : yapmak 1 past perf
yaprak : leaf
yaprakları : yaprak pl his
yapraklarımın : yaprak pl my gen
yapraklarını : yaprak pl his acc
yapraklı : yaprak with
yaptı : yapmak 3 past
yaptım : yapmak 1 past
yaptırdı : yaptırmak 3 past
yaptırmak : to have (someone) make (something)
yaptığı : yapmak past part his
yaptığım : yapmak past part my
yaptığımız : yapmak past part our
yaptığın : yapmak past part your
yapılan : yapılmak pres part,committed
yapılanlara : yapılan pl dat
yapılmak : to be made,to be done
yapılmış : yapılmak past part
yapılır : yapılmak 3 ao
yapıp : yapmak and
yapıt : work
yapıtımı : yapıt my acc
yapıyordum : yapmak 1 past cont
yapıyorsanız : yapmak 2 pl cond pres
yapıyorsunuz : yapmak 2 pl pres cont
yapıyorum : yapmak 1 pres cont
yaradığı : yaramak past part his
yaramak : to avail, to do good, to be useful
yaramayacağını : yaramak neg fut part your,his acc
yaramaz : yaramak 3 neg ao
yaramıyorsunuz : yaramak 2 pl neg pres cont
yarar : advantage,profit,benefit,useful
yararlanmak : to benefit from
yararlanmıştı : yararlanmak 3 past perf
yararlar : yarar pl
yararlı : useful
yararı : yarar acc,his
yaratık : creature
yaratıklardır : yaratık pl 3 pres
yaratılmak : to be created
yaratılmış : yaratılmak past part dub
yaratığın : yaratık gen,your
yarayabileceğini : yaramak can fut part your,his acc
yardım : assistance, help
yardım etmek : to help,to assist
yardımsız : yardım without
yargı : judgement, idea, opinion
yargılama : trial,judgement
yargılamak : to judge
yargılamaya : yargılama dat
yargılamayı : yargılama acc,his
yargılanacak : yargılanmak fut part
yargılanmak : to be tried,to be on trial
yargılayabilirim : yargılanmak 1 can pres
yargılayabilirsin : yargılanmak 2 can pres
yargılayacaksın : yargılamak 2 fut
yargımda : yargı my loc
yarmak : to split
yarın : tomorrow
yarıyorlardı : yaramak 3 pl past cont
yasaklamak : to forbid,to prohibit
yasaklıyorum : yasaklamak 1 pres cont
yatan : yatmak pres part
yatmak : to lie down, to sleep
yattığım : yatmak past part my
yatırabilirim : yatırmak 1 can pres
yatırmak : to put bed,to imbark,to deposit
yatıyorlardı : yatmak 3 pl past cont
yavaş : slow
yavaş yavaş : gradually,slowly
yavaşça : slowly,laggardly
yayılan : yayılmak pres cont
yayılmak : to spread,to expand
yazar : yazmak 3 ao
yazarken : yazmak ao when
yazarız : yazmak 1 pl ao
yazdırmak : to register,to print,to cause to write
yazdırmazlar : yazdırmak 3 pl neg ao
yazma : writing
yazmak : to write
yazmakta : yazmak loc
yazmasını : yazma his acc
yazmıyordu : yazmak 3 neg past cont
yazmıyoruz : yazmak 1 pl neg pres cont
yazık : shame,pity
yazılmak : to be written
yazılmış : yazılmak past part
yazılı : written
yazılıydı : yazılı
yağ : oil
yağdan : yağ abl
yaş : age
yaşadım : yaşamak 1 past
yaşadığı : yaşamak past part his
yaşadığım : yaşamak past part my
yaşadığımız : yaşamak past part our
yaşadığın : yaşamak past part your
yaşam : life
yaşama : yaşam dat, survival,living
yaşama döndürmek : to resurrect,to revive
yaşamak : to live
yaşaması : yaşam his
yaşamaya : yaşama dat
yaşamı : yaşam acc,his
yaşamım : yaşam my
yaşamıma : yaşam my dat
yaşamıyor : yaşamak 3 pres cont
yaşar : yaşamak 3 ao
yaşayabilen : yaşamak can pres part
yaşayacak : yaşamak fut part
yaşayan : yaşamak pres part
yaşlı : old
yaşlıyım : yaşlı 1 pres
yaştan : yaş abl
yaşında : yaş his loc
yaşından : yaş his abl
yaşındayken : yaş his loc when -year-old
yaşıyor : yaşamak 3 pres cont
yaşıyordu : yaşamak 3 past cont
yedi : seven,yemek 3 past
yedinci : seventh
yediği : yemek past part acc,his
yel : wind,breeze
yel değirmeni : windmill
yeme : eating
yemedi : yemek 3 neg past
yemediği : yemek neg past part his,acc
yemek : to eat
yemem : yemek 1 neg ao
yemesini : yeme his acc
yemesinin : yeme his gen
yemezler : yemek 3 pl neg ao
yeni : new
yeniden : yeni abl,again,afresh
yenileri : yeni pl acc,his
yer : place, location,yemek 3 ao
yer kaplamak : to occupy a place,to take up space
yerde : yer loc
yerdeki : yer loc that
yerden : yer abl
yere : yer dat
yeri : yer acc
yerimden : yer my abl
yerinde : yer your,his loc,conformable, suitable
yerinden : yer your,his abl
yerindeyse : yerinde if
yerine : yer your,his dat, instead of
yerini : yer your,his acc
yerinin : yer your,his gen
yerler : yer pl,yemek 3 pl ao
yerlerde : yer pl loc
yerlerden : yer pl abl
yerlere : yer pl dat
yerlerinde : yer pl your,his loc
yerlerine : yer pl your,his dat
yerlerle : yer pl with
yerleşim : settlement, inhabiting
yerleştirdiğim : yerleştirmek past part my
yerleştirmek : to place,to settle
yeter : enough
yeterli : yeter with,sufficient
yetiyor : yetmek 3 pres cont
yetiyordu : yetmek 3 past cont
yetişmek : to catch,to draw up
yetiştiriyorlar : yetiştirmek 3 pl pres cont
yetiştirmek : to raise
yetiştiğimde : yetişmek past part my loc
yetmek : to suffice, to do enough
yetmezse : yetmek cond neg 3 ao
yetmiş : seventy
yeşil : green
yi
yine : again, still, yet
yine de : still,even so,nevertheless
yineledi : yinelemek 3 past
yinelemek : to repeat, to iterate
yineliyorlar : yinelemek 3 pl pres cont
yirmi : twenty
yitirmek : to lose
yitirmiş : yitirmek 3 past part dub
yiyip : yemek and
yiyorlar : yemek 3 pl pres cont
yiyorsa : yemek 3 cond pres cont
yo : no
yok : there isn't
yok etmek : to do away with
yokmuş : yok 3 past
yoksa : or else, not
yoktu : yok 3 past
yoktur : yok 3 pres
yol : road,way,path
yol gösterici : pathfinder,loadstar
yola : yol dat
yola çıkmak : to depart,to set off
yolcu : passenger
yolcular : yolcu pl
yolculuk : trip,travel
yolculuğu : yolculuk acc,his
yolculuğun : yolculuk gen,your
yolculuğunu : yolculuk your,his acc
yolcunun : yolcu your,gen
yoldan : yol abl
yollamak : to send,to dispatch
yollar : yol pl
yolları : yol pl acc,his
yollayacak : yollamak fut part
yolunu : yol your,his acc
yolunuz : yol your(pl)
yorgun : tired
yorgunluk : tiredness
yorgunluktan : yorgunluk abl
yorgunluğun : yorgunluk gen
yorgunum : yorgun 1 pres
yorma : yormak verb noun,attribution
yormak : to tire,weary
yormasına : yorma his dat
yorulduğu : yorulmak past part his
yorulmak : to be tired
yorulmuştu : yorulmak 3 past perf
yoruyor : yormak 1 pres cont
yudum : sip
yukarı : up
yukarıya : yukarı over, above
yumulu : closed
yumuşak : soft,smoother
yumuşaklık : softness,clemency
yumuşaklığı : yumuşaklık acc,his
yutar : yutmak 3 ao
yutmak : to swallow
yutmuş : yutmak 3 past part dub
yuttuğunu : yutmak past part his acc
yutuyordunuz : yutmak 2 pl past cont
yön : direction
yöne : yön dat
yönetim : administration
yönetirler : yönetmek 3 pl ao
yönetmek : to administer,to manage
yönümü : yön my acc
yüce : supreme,exalted
yüksek : high,eminent
yürek : heart
yüreğe : yürek dat
yüreği : yürek acc,his
yüreğim : yürek my
yüreğimi : yürek my acc
yüreğimin : yürek my gen
yüreğiyle : yürek his with
yürüdük : yürümek 1 pl past
yürüdüm : yürümek 1 past
yürüme : walking
yürümek : to walk,to tread
yürümeye : yürüme dat
yürümeyi : yürüme acc
yürürsünüz : yürümek 2 pl ao
yürüyemiyorsun : yürümek 2 cannot pres cont
yürüyordu : yürümek 3 past cont
yüz : face, feature,hundred
yüz yüze : face to face, one-on-one
yüzden : yüz abl
yüze : yüz dat
yüzlerce : hundreds of
yüzlercenizden : yüzlerce your(pl) abl
yüzlerin : yüz pl gen
yüzlü : face with
yüzlülüğü : yüzlülük
yüzü : yüz acc,his
yüzüme : yüz my dat
yüzünden : yüz your,his abl,due to
yüzüne : yüz your,his dat
yüzünüzü : yüz your(pl) acc
yıkamak : to wash
yıkayıp : yıkamak and
yıkık : ruined,wracked
yıl : year
yıla : yıl dat
yılan : snake
yılanla : yılan with
yılanlar : yılan pl
yılanlardan : yılan pl abl
yılanı : yılan his,acc
yılanın : yılan gen
yılanından : yılan his,your abl
yılanının : yılan his,your gen
yılda : yıl loc
yıldan : yıl abl
yıldan yıla : year by year,from year to year
yıldönümü : anniversary
yıldır : yıl,for years
yıldız : star
yıldıza : yıldız dat
yıldızda : yıldız loc
yıldızdan : yıldız abl
yıldızlar : yıldız pl
yıldızlara : yıldız pl dat
yıldızlardan : yıldız pl abl
yıldızları : yıldız pl acc
yıldızlarımın : yıldız pl my gen
yıldızların : yıldız pl gen,your
yıldızı : yıldız acc,his
yıldızım : yıldız my
yıldızımızı : yıldız our acc
yıldızın : yıldız gen,your
yıllardır : yıl pl 3 pres
yıllarımı : yıl pl my acc
yılında : yıl your,his loc
zaman : time, era
zaman zaman : at times, from time to time
zamanda : zaman loc
zamandır : zaman 3 pres
zamanki : zaman that
zamanlar : zaman pl
zamanlarda : zaman pl loc
zamanları : zaman pl acc,their
zamanı : zaman acc,his
zamanım : zaman my
zamanımı : zaman my acc
zamanında : zaman your,his loc,timely,at the right time
zaten : already, anyway
zayıf : slim, thin, weak
zehir : venom,poison
zehirin : zehir gen,your
zehirleri : zehir their
zeki : smart
zenci : black person
zengin : rich
zengin olmak : to get rich,to become rich
zenginlik : wealth,richness
zevk : enjoyment,pleasure
zor : hard, difficult, force
zorlamak : to force, constrain, coerce, compel
zorlayıp : zorlamak and
zoru : zor acc,his
zorunda : zor your,his loc
zorunda kalmak : to have to
zorunda olmak : to have to
zorundalar : zorunda 3 pl pres
zorundayım : zorunda 1 pres
zorunlu : mandatory, obligatory
Çin : China
çaba : effort, exertion
çaba gösterme : endeavoring
çabalama : struggle,effort
çabalamak : to make an effort
çabalamalarının : çabalama pl his,their gen
çabalıyorsam : çabalamak 1 cond pres cont
çabucak : quickly
çabuk : prompt,quick,fast
çalkalanan : çalkalanmak pres part
çalkalanmak : to be shaken,to be agitated
çalı : bush
çalıları : çalı pl acc
çalış : çalışmak 2 imp
çalışacağım : çalışmak 1 fut
çalışma : study,studying,working
çalışmak : to work, to study, to struggle, to try
çalışmalısın : çalışmak 2 nec pres
çalışmam : çalışma my
çalışmıştı : çalışmak 3 past perf
çalıştıktan : çalışmak past part abl
çalıştım : çalışmak 1 past
çalışırken : çalışmak ao when,at work
çalışıyordum : çalışmak 1 past cont
çan : bell
çanlar : çan pl
çanın : çan gen,your
çare : remedy, cure
çarpacağını : çarpmak fut part his acc
çarpmak : to hit,to beat
çarpıyordu : çarpmak 3 past cont
çağıracak : çağırmak 3 fut
çağırmak : to summon,to call
çekeceksin : çekmek 2 fut
çeker : çekmek 3 ao
çekerek : çekmek by
çeki : draw,weight,spruce
çeki düzen : to array
çekici : çekiç acc,charming
çekicin : çekiç gen
çekiliyorlardı : çekilmek 3 pl past cont
çekilme : pull-out,drainage
çekilmek : to withdraw,to quit
çekilmesi : çekilme his
çekingen : shy,timid
çekingenlik : çekingen noun,timidity,shyness
çekip : çekmek and
çekip gitmek : to go away
çekiyormuş : çekmek 3 past cont dub
çekiç : hammer
çekiçle : çekiç with
çekme : pulling,draught
çekmece : drawer
çekmeceye : çekmece dat
çekmek : to drag,to pull
çekmeli : çekmek 3 nec pres
çekmenin : çekme gen
çekmesi : çekme his
çekti : çekmek 3 past
çektirmek : to make (someone) suffer
çektirmeyeceğine : çektirmek neg fut part your dat
çetin : hard, tough, complicated
çevirdi : çevirmek 3 past
çevirdim : çevirmek 1 past
çevirerek : çevirmek by
çevirmek : to turn over, to translate,to
çevre : environment,peripheral,surroundings
çevrede : çevre loc
çevreme : çevre my dat
çevresindeki : çevre his loc that
çevresine : çevre his dat
çevresini : çevre his acc
çeşit : kind,sort
çift : double,pair
çimen : grass
çimenlere : çimen pl dat
çimenlerin : çimen pl gen
çirkin : ugly
çizdim : çizmek 1 past
çizdiğim : çizmek past part my
çizdiğimde : çizmek past part my loc
çizerim : çizmek 1 ao
çizerken : çizmek while
çizim : drawing
çizimlerimi : çizim pl my acc
çizin : çizmek 2 pl imp
çizip : çizmek and
çiziverin : çizmek act hurriedly 2 pl imp
çiziyorum : çizmek 1 pres cont
çizme : çizmek verb noun,drawing
çizmek : to draw
çizmemi : çizme my acc
çizmemiştim : çizmek 1 neg past perf
çizmeye : çizme dat
çizmeyi : çizme acc
çiçek : flower
çiçek açmak : to blossom
çiçekle : çiçek with
çiçekler : çiçek pl
çiçekleri : çiçek pl acc,his
çiçeklerin : çiçek pl gen,your
çiçekten : çiçek abl
çiçekti : çiçek 3 past
çiçeğe : çiçek dat
çiçeği : çiçek acc,his
çiçeğim : çiçek my,1 pres
çiçeğimden : çiçek my abl
çiçeğimin : çiçek my gen
çiçeğin : çiçek gen,your
çiçeğinde : çiçek your,his loc
çiçeğinden : çiçek your,his abl
çiçeğine : çiçek your,his dat
çiçeğini : çiçek your,his acc
çiçeğinin : çiçek your,his gen
çiğnemeden : çiğnemek without
çiğnemek : to chew
çocuk : child
çocukken : as a kid,during childhood
çocuklar : çocuk pl
çocukluk : childhood
çocukluğumdaki : çocukluk my loc that
çocukluğuna : çocukluk his dat
çocukmuş : çocuk 3 past dub
çocuksun : çocuk 2 pres
çocuktular : çocuk 3 pl past
çocuğun : çocuk your,gen
çok : much, many, plenty
çok geçmeden : before long,soon
çok sayıda : a large number of
çoktan : already,long time ago
çoğu : many,most
çoğu kez : often,mostly
çoğunluk : majority,mass
çoğunlukla : çoğunluk with,mostly,usually
çöküş : downfall
çöküşünü : çöküş your,his acc
çöl : desert
çölde : çöl loc
çöle : çöl dat
çöller : çöl pl
çölleri : çöl pl acc
çöllerin : çöl pl your
çölü : çöl acc,his
çölün : çöl gen,your
çözerim : çözmek 1 ao
çözmek : to solve
çözüm : solution
çünkü : because
çıkabilir : çıkmak 3 can ao
çıkan : çıkmak pres part
çıkaracak : çıkarmak fut part,3 fut
çıkararak : çıkarmak by
çıkardım : çıkarmak 1 past
çıkardığı : çıkarmak past part acc,his
çıkardığım : çıkarmak past part my
çıkardığımdan : çıkarmak past part my abl
çıkardığında : çıkarmak past part your,his loc
çıkarmadan : çıkarmak without
çıkarmak : to remove, to take out,to bring out
çıkarıp : çıkarmak and
çıkma : projection,outing
çıkmak : to leave, to exit, to quit, to go out to
çıkmamıştı : çıkmak 3 neg past perf
çıkmasını : çıkma his acc
çıkmayı : çıkma acc
çıkrık : reel,pulley
çıkrığı : çıkrık acc,his
çıkrığın : çıkrık gen,your
çıktı : çıkmak 3 past
çıktığını : çıkmak past part your,his acc
çıkıverdi : çıkmak suddenly 3 past
çıkıyordu : çıkmak 3 past cont
çıkıyorlar : çıkmak 3 pl pres cont
çınladı : çınlamak 3 past
çınlamak : to tinkle,to buzz,to ring
çırpınma : struggling,fluttering
çırpınmamı : çırpınma my acc
çığlık : scream,crying
îşte : see,here
öfke : anger
öfkeden : öfke abl
öksürdü : öksürmek 3 past
öksürme : coughing
öksürmek : to cough
öksürmeye : öksürme dat
öksürmüş : öksürmek past part dub
öksürmüştü : öksürmek 3 past perf
öksürük : cough,coughing
öldürdüm : öldürmek 1 past
öldüremem : öldürmek 1 cannot ao
öldürmek : to kill,to waste
ölemez : ölmek 3 neg ao
ölme : decease
ölmek : to die
ölmeye : ölme dat
ölmeyeceğim : ölmek 1 neg fut
ölmüşüm : ölmek 1 past dub,past part dub my
ölüm : death
ölümle : death with
ölüyormuş : ölmek 3 past cont dub
ölüyormuşum : ölmek 1 past cont dub
ön : face,front
önce : before,first, at first
önceki : former,previous
öncekinden : önceki abl
önceydi : önce 3 past
önem : importance
önemi : önem his,acc
önemine : önem my dat
önemli : important
önemliydi : önemli 3 past
önemsemek : to care, to pay attention to
önemsemiyormuş : önemsemek 3 neg past cont dub
önemsenecek : önemsemek fut part
önemserler : önemsemek 3 pl ao
önemsiz : önem without,unimportant
öneri : suggestion
önerim : öneri my
önerirsiniz : önermek 2 pl ao
önermek : to suggest,to propose
önermelisiniz : önermek 2 pl nec pres
önümde : ön my loc
önümüzde : ön our loc
önündeydi : ön his,your loc 3 past
önüne : ön his dat
örnek : example, model
örneğin : örnek gen,for example, for instance
örtme : enshrouding, masking
örtmek : to cover
örtmeni : örtme your acc
örtü : cover,hood
örtüsünün : örtü his gen
öteki : other
ötekiler : öteki pl
ötekilerden : öteki pl abl
ötekileri : öteki pl acc,his
ötekilerle : öteki pl with
ötekinin : öteki your,his gen
övgü : praise,compliment
övündüğü : övünmek past part his,acc
övünmek : to boast,to brag
övünüyordum : övünmek 1 past cont
öykü : story
öyküler : öykü pl
öyküme : öykü my dat
öyküsünün : öykü his gen
öyküye : öykü dat
öyküyü : öykü acc
öyle : like that, similar to,that much
öyleyse : then,if so
özel : specific,exclusive
özellik : feature,speciality
özellikle : özellik with,specially,especially
özen : attention,care
özenle : özen with,carefully,with caution
özensiz : careless
özensizce : özensiz,carelessly
özlemek : to miss,to long for
özlersen : özlemek 2 cond ao
özür : apology
özürler : özür pl
özürüm : özür my
öğle : noon
öğleden : öğle abl
öğrendim : öğrenmek 1 past
öğrenebilmek : öğrenmek can
öğrenemedim : öğrenmek 1 cannot past
öğreniverdim : öğrenmek suddenly 1 past
öğreniyordum : öğrenmek 1 pres cont
öğrenme : learning
öğrenmedim : öğrenmek 1 neg past
öğrenmek : to learn
öğrenmesi : öğrenme his
öğrenmiştim : öğrenmek 1 past perf
öğüt : advice
öğütlediler : öğütlemek 3 pl past
öğütlemek : to advise
öğütler : öğüt pl
ülke : country,region
ülkesi : ülke his
ürkütücü : scary, dreadful
üst : top
üst üste : one on the top of the other
üste : üst dat
üstelik : also, again, additionally
üstümüzde : üst our loc
üstün : up,over
üstüne : üstün dat,over,above
üzere : about, at,on the point of,just about to
üzereyim : üzere 1 pres
üzereyken : about to
üzerinde : above, on
üzerindeki : üzerinde that,on
üzerine : above, upon
üzgün : sad,upset
üzgündüm : üzgün 1 past
üzmek : to distress,upset,to sadden
üzmüştü : üzmek 3 past perf
üzücü : sad,dismal
üzülecek : üzülmek 3 fut
üzülerek : üzülmek by,regrettably
üzülme : üzülmek 2 neg imp
üzülmek : to grieve,to feel sorry
üzülürdü : üzülmek 3 past rep
üzülüyorum : üzülmek 1 pres cont
üzüm : grape
üzüntü : sadness,distress
üzüntülü : üzüntü with,sad
üzüntüm : üzüntü my
üzüntün : üzüntü gen,your
üzüntüsünün : üzüntü his gen
üzüntüye : üzüntü dat
üzüntüyle : üzüntü with
üç : three
üç aşağı beş yukarı : approximately
üçte : üç loc
üçüncü : third
üçüncüsü : üçüncü his
üşendiydi : üşenmek 3 past perf
üşenmek : to be lazy to
ırmak : river
ırmaklar : ırmak pl
ıslatmak : to wet,to sprinkle
ıslattım : ıslatmak 3 past
ısırmak : to bite
ısırışta : ısırmak ing loc
ısıtmak : to warm up,to heat,to illuminate
ısıtırdı : ısıtmak 3 past rep
ışık : light
ışıklı : ışık with,illuminated,lightened
ışığı : ışık acc,his
ışığın : ışık gen
ışığının : ışık his gen
şakak : temple
şakaklarını : şakak pl his acc
şalvar : shalwar
şans : luck
şanslı : lucky
şanslılar : şanslı 3 pl pres
şapka : hat
şapkadan : şapka abl
şapkamla : şapka my with
şapkanız : şapka your(pl)
şapkasını : şapka his acc
şapkasıyla : şapka his with
şarkı : song
şarkı söylemek : to sing
şarkıları : şarkı pl their,his
şaşkın : bewildered, puzzled
şaşkın şaşkın : in surprise
şaşkınlık : surprise,astonishment
şaşkınlıkla : şaşkınlık with,wonderingly,bewilderedly
şaşmak : to be amazed,to make a mistake
şaşmamalı : şaşmak 3 neg nec pres
şaşılacak : şaşılmak fut part
şaşılmak : to be bewildered
şaşıracaklar : şaşırmak 3 pl fut
şaşırdı : şaşırmak 3 past
şaşırdığımı : şaşırmak past part my acc
şaşırmak : to be mixed up, puzzled,to be surprised
şaşırmış : şaşırmak past part dub
şaşırmıştı : şaşırmak 3 past perf
şaşırtmak : to make somebody surprised
şaşırtmamıştı : şaşırtmak 3 neg past perf
şaşırttı : şaşırtmak 3 past
şaşırınca : şaşırmak when past
şekil : shape
şekilde : şekil loc
şey : thing,what-do-you-call-it
şeyden : şey abl
şeydi : şey 3 past
şeydir : şey 3 pres
şeye : şey dat
şeyi : şey acc,his
şeyim : şey my
şeyin : şey your,gen
şeyler : şey pl,things
şeylerden : şey pl abl
şeylerdir : şey pl 3 pres
şeyleri : şey pl acc
şeylerin : şey pl gen
şeysiniz : şey 2 pl pres
şiir : poem,poetry
şiirsel : poetic
şimdi : now,just
şimdiden : şimdi abl,aleardy now
şimdilik : for now,presently
şimdiye : şimdi dat
şimdiye dek : until now
şişe : bottle
şişenin : şişe your,his gen
şok : shock
şu : that
şu anda : at the moment,right now
şuna : şu dat
şunlar : şu pl
şunları : şu pl acc
şura : there
şuraya : şura dat
şölen : feast
şölendi : şölen 3 past
şöyle : so, such,like this
şöyleydi : şöyle 3 past
şüphe : suspicion,doubt
şüphe etmek : to question,to dispute,to suspect
şık : chic,elegant,stylish
No comments:
Post a Comment